• Künye & Abonelik
  • Hakkımızda
  • Bize Ulaşın
Şantiye Dergisi
PERI
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Teknik
  • Röportaj
  • Ürün & Sistem
  • Proje
  • Makale
  • Rapor

İklim dostu, sağlıklı ve ekolojik binalar için “Yapı Biyolojisi” Nedir ve Neden Önemlidir?.. Yapı Biyoloğu And Akman ve Merve Titiz Akman Anlatıyor

Son yıllarda yapı sektöründe önemi artan ve sıklıkla duyulan kavramlardan biri de “Yapı Biyolojisi”... İnşaat sektörü ve toplumda sürdürülebilir dönüşümün önemli anahtarlarından biri olarak görülen Yapı Biyolojisi, yeni bir bilim dalı ve insan ile yapılaştığı çevre arasındaki bütünsel ilişkilere odaklanıyor; yapıların, iç mekân ve ortamların insan sağlığına olan etkilerini inceliyor. Konunun Türkiye’de de önemli bir temsilcisi var: “Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü-YBE”... Bu yıl 10. kuruluş yıldönümünü kutlayan YBE, söz konusu alana hem pratik hem teorik önemli katkılar sunan bir kurum... Enstitü, 14-15 Kasım tarihlerinde İzmir’de 3. Uluslararası Yapı Biyolojisi Forumu’nu gerçekleştirecek. Ana teması “iklim dostu, sağlıklı ve erişilebilir binalar” olarak belirlenen Forum, disiplinler arası iş birliği ve bilgi paylaşımını teşvik ederek, sürdürülebilir yaşamın temel unsuru olan sağlıklı ve dirençli yerleşim alanlarının ön plana çıkarılmasını hedefliyor. Biz de bu kapsamda “Yapı Biyolojisi”,  Türkiye’de Yaşam Döngüsü Analizi’nin (LCA) yapıldığı ilk bina olan “Kadıovacık Biyoevi” ve “Forum” hakkında, Enstitü’nün Direktörü (Eş Kurucu) And Akman ile Proje Geliştirme & İletişim Direktörü (Eş Kurucu) Merve Titiz Akman’dan bilgiler aldık.

Resim Başlığı

BU İÇERİĞE, ŞANTİYE®NİN EYLÜL & EKİM 2025 (413.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ. LÜTFEN TIKLAYIN...

Şantiye®: 3. Yapı Biyolojisi Forumu ile ilgili genel bir bilgi alabilir miyiz? Ne amaçlanıyor, bu seneki organizasyon kapsamında neler planlanıyor, hangi konulara ağırlık verilecek?..

And Akman ve Merve Titiz Akman: Yapı Biyolojisi Forumu’nun ana hedeflerini “sağlıklı ve ekolojik yapı yaklaşımlarını tanıtmak, iyi örneklerle ilham vermek”; “yerel deneyimlerle uluslararası birikimi buluşturmak”; “farklı disiplinlerden profesyonelleri, zanaatkârları, akademisyenleri ve kullanıcıları bir araya getirerek bilgi paylaşımını güçlendirmek, kalıcı iş birliği ağları kurmak” olarak özetleyebiliriz.

Bugün geldiği noktada Forum, sunduğu samimi, objektif ve kapsayıcı ortamıyla Türkiye’de yapı biyolojisi alanında eşsiz bir buluşma alanı yaratıyor. Ulusal ve uluslararası katılımcılar arasında güvene dayalı bir diyaloğu büyütüyor, farklı bakış açılarını ve deneyimleri paylaşmak için verimli bir zemin sunuyor.

Bu sene 14-15 Kasım’da Urla’da gerçekleşecek 3. Uluslararası Yapı Biyolojisi Forumu’nun teması “İklim Dostu Sağlıklı ve Erişilebilir Konutlar”. Bu seneki tema doğrultusunda ana oturum başlıklarımız ise “İnşaat sektöründeki sürdürülebilir dönüşümün anahtar bileşenleri”, “Yapı Sektörünün Dönüşüm Rotası: Sadelik, Düşük Enerji, Toprak Mimari”, “Sağlıklı, Kapsayıcı ve Erişilebilir Yaşam Ortamlarının İnşası”, “Sağlıklı Yapılar için Uygulamalı Araştırma: Yenilikçi Malzemelerden Performans Testlerine” ile “Enerji ve Karbon Sıfır Konut Geliştirmede Entegre ve Ölçeklenebilir Yaklaşımlar”.

Üçüncü Forum organizasyonu ile beş yüze yakın uzman, araştırmacı, tasarımcı, mühendis, üretici, uygulayıcı ve bu alana ilgi duyanları bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Forum boyunca Hakan Çeken Kültür Merkezi çok amaçlı salonunda, uzman birçok konuşmacıyı ağırlamanın yanı sıra “girişimci sunumları”na da yer verilecek, bunların yanı sıra yerel ve uluslararası örneklerin tartışıldığı paneller olacak. Diğer tarafta, fuaye alanlarında Doğal Yapı Sergisi, partner ve destekçi standları yer alacak.

Resim Başlığı

Şantiye®: Yapı Biyolojisi kavramından bahsedebilir misiniz? Nedir, neden önemlidir, unsurları nelerdir? Ne zamandır bu kavram üzerine çalışmalar yürütülüyor?

And Akman: Yapı Biyolojisi, insan ile yapılaştığı çevre arasındaki bütünsel ilişkilerin öğretisidir. Yapıların, iç mekân ve ortamların insan sağlığına olan etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Evimiz, iş yerimiz özünde bir yapı-organizmasıdır. Evimizi, iş yerimizi bizi saran üçüncü bir deri, bize en yakın yaşamsal çevre olarak tanımlamak da somut ve doğru olur. Bu üç tanımlama, bize en yakın çevre olan yapı ile ne kadar iç içe bir etkileşim içerisinde olduğumuzu ve ona ne kadar bağımlı olduğumuzu açıkça ifade eder.

Kavramsal olarak 25 temel ilkeye dayanan Yapı Biyolojisinin uygulamasında doğal yapı malzemeleri ve akustik izolasyon, iç mekân ikliminin insan sağlığına göre yönelimi ve psikolojik uyum, ayrıca çevre, enerji ve su döngüleri ile inşaat alanının jeolojik uygunluğu gibi hususlar dikkate alınır.

Ekolojik mimarlığın öncülüğünü yapan yapı biyolojisi kavramı, 1960’lı yıllarda tıp doktoru Hubert Palm tarafından Almanya’da kuramsallaştırıldı. Kendisinin o dönemde kaleme aldığı “Sağlıklı Ev/ Das Gesunde Haus” adlı kitabı yapı biyolojisinin temel eserlerindendir. Yapı biyolojisi alanındaki mimari hareketler ve organizasyonlar 1970’li yıllarda daha ziyade güney Almanya’da gelişti ve bu bölgedeki ilk organizasyonlar olarak faaliyet gösteren B.A.U. (Mimarlık & Çevre Birliği) ve BAB (Yapı Biyolojisi & Mimarlık Birliği) bugünkü İBN’nin (Alman Yapı Biyolojisi & Ekolojisi Enstitüsü) öncü kuruluşları oldu. İBN’nin önderliğinde globalleşen yapı biyolojisi enstitülerine 2015 yılında Türkiye Yapı Biyolojisi & Ekolojisi Enstitüsü YBE dahil oldu.

“Yaşam alanları insanın sağlığı, erdemliliği, ahlakı ve çevre bilinci ile biçimlenir; dolayısıyla doğadaki uyum, örüntü ve bütüncül yaklaşım,  buna yabancı akıllar tarafından bozulmamalıdır...”

Şantiye®: Coğrafyamızdaki geleneksel ve modern yapılar bu anlayışın sizce neresinde?

And Akman: Türkiye’yi ele alırsak... Özünde yapay yaşam alanları olan kentler, salt ekonomik çıkarlar uğruna tasarımlanıyor. Ekonomik çıkarların hegemonyasından uzaklaşarak, insancıl çözümlere ulaşmak için yapı biyolojisi ve yapı ekolojisi ilkelerini anlamak ve özümsemek faydalı olacaktır. Yapı Biyolojisi ve ekolojisi ilkelerince yaşam alanları insanın sağlığı, erdemliliği, ahlakı ve çevre bilinci ile biçimlenir, dolayısıyla doğadaki uyum, örüntü ve bütüncül yaklaşım buna yabancı akıllar tarafından bozulmamalıdır. Coğrafyamızdaki geleneksel yapılarda kaybolmuşluğuna tanık olduğumuz bu bozulmamışlığın önemli bir nedeni sosyal ve kültürel bağlar ile yerine aitliğin daha güçlü olması iken, günümüzdeki modern yapılarda tanık olduğumuz kimliksizleşmeyi bu bağların zayıflamasına bağlayabiliriz.      Dolayısıyla bu bozulmada yalnızca mimarlar, yapı sahipleri, malzeme üreticileri ve ustalar değil; imarla ilgili kamu kurumları da sorumludur. Yapıların ve yaşam alanlarının planlanması, malzeme seçimleri ve ince yapı uygulamalarının taşıdığı önem dikkate alındığında, bu kurumlara da büyük görevler düşmektedir.

Şantiye®: Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü de bu yıl 10. kuruluş yıldönümünü kutluyor... 10 yılda kısaca neler yaptığınızı ve inşaat dünyasının bu çabalarınıza verdiği karşılığı özetleyebilir misiniz?

And Akman ve Merve Titiz Akman: Enstitü olarak “yapı biyolojisi ve ekolojisi” alanında bilgi ve uzmanlığın artması, proje ve uygulamalar için güvenilir bir çözüm ortağı olmayı, uluslararası ve disiplinler arası uzmanlarla çalışma zeminini genişletmeyi önceliklendiriyoruz.

Bilgi ve uzmanlığın artması yönünde son 10 senedir farkındalık sunumları, eğitimler, uygulamalı atölyeler ve topluluk yönetimi ile 2000’nin üzerinde kişiye fiziki olarak ulaştık. Şu ana kadar 35 yapıya tasarım ve/veya uygulama süreçlerinde danışmanlığımız oldu. Bunlardan ikisi yapı biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine üst düzey uyumluluk sağlayarak Biyoev kalite belgesi aldı. Kadıovacık Biyoevi aynı zamanda Enstitü merkezimize ev sahipliği yapıyor. Son 10 senelik çabamızın sonucu akademide, sektörde konu ile ilgili birçok paydaşla ilişkilerimizi güçlendirdik. Ayrıca 2019 itibariyle her iki senede bir düzenlemeye başladığımız Yapı Biyolojisi Forumu’nun da katkısı ile hem ulusal hem de uluslararası ekosistemin güçlendiğini görüyoruz.

2017 yılında başlattığımız Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Temel Eğitimi bugün 32 saatlik online canlı sunumları, seminer ve proje modülü içeren 3 aylık bir Programa dönüştü. Ayrıca partnerimiz Alman Yapı Biyolojisi ve Sürdürülebilirlik Enstitüsü-İBN’nın yapı biyolojisi uzmanlık eğitimini Türkiye’den tamamlayanlar oldu.

Son 3 senedir Enstitümüz belli araştırma projelerinin içinde yer almaya başladı. Önümüzdeki 10 sene içinde hedefimiz, “uygulamalı araştırma” yönünde kapsamlı program ve iş birlikleri geliştirmek. Bu sayede, 2019’a kadar yürüttüğümüz mimari uygulama atölyelerini daha katmanlı hale getirerek bilgi üretimine katkı sağlayan bir yapıya dönüştürebiliriz.

Resim Başlığı

Resim Başlığı

“Kadıovacık Biyoevi aynı zamanda Türkiye’de Yaşam Döngüsü Analizinin (LCA) yapıldığı ilk binadır...”

Şantiye®: Kadıovacık Biyoevi’nden de bahsedebilir misiniz? Ne tür unsurlar önemsendi? Tasarım ve inşaat aşamasında, özellikle şantiye sürecinde özel durumlar-sorunlar yaşadınız mı?

And Akman ve Merve Titiz Akman: Genel anlamda Biyoev’e aslında “yapı biyolojisi ve ekolojisi” yaklaşımının hayat bulmuş şekli diyebiliriz. Bu bağlamda yaklaşımın 25 temel ilkesini dikkate alarak tasarlamanız gerekiyor. Bunlar arasında “Yapının inşaa edileceği sosyo-kültürel ve doğal çevreye uyum”, “İnsan sağlığını destekleyen iç iklimi (hava kalitesi, termal konfor) oluşturacak cephe ve döşeme çözümleri”, “Binanın tüm yaşam döngüsünün dikkate alınması; böylece mümkün olduğunca az işlem görmüş/ yapımı için düşük enerji ihtiyacı olan, ayrıca yakın mesafeden temin edilen mümkünse yerel ve atık oluşturmayan hammadde kullanımı”, “Yerel üretici ve ekiplerle çalışılarak, bölge ekonomisi ve yapım bilgisine katkı sağlanması” gibi unsurlar sayılabilir.

Kadıovacık Biyoevi ile de ilgili paylaşmak gerekirse... Biraz önce de belirttiğimiz gibi Kadıovacık Biyoevi, Enstitü merkezimize de ev sahipliği yapıyor. İkisi konut, biri ofis üç bağımsız birimi olan tek katlı yapı 226 m² alana oturuyor. Tasarımını And Akman ve Mehmet Şenol’un yaptığı, kontrolörlüğünü And Akman’nın üstlendiği ve Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü-YBE danışmanlığında yürütülen projenin inşaatı 2018 yılında başladı ve 2019 senesi Mart ayında tamamlandı.

Kadıovacık Biyoevi’nin mimari tasarımı azami ölçüde enerji tasarrufunu hedefliyor. Yapı, form ve yönelimi, konuma göre ısı depolama ve yalıtımı sağlayan farklı cephe çözümleri, pencere açıklıkları ve çatı uygulamaları sayesinde yapay havalandırmaya asgari ölçüde ihtiyaç duyuyor. Binanın, yazın kendini serin tutabilme, kışın da sıcaklığı koruma performansı yüksek.

Kadıovacık Biyoevi’nin malzeme seçimi yapılırken üretim ve tedarik süreçlerinin asgari çevre etkisi, yapının iç ortam iklim koşullarının insan sağlığını desteklemesi ve uzun süreli dayanımı, enerji etkinliği ve yıkımı halinde atık oluşturmaması hedeflendi. Üst yapının neredeyse tamamı doğada yetiştirilebilen hammaddelere dayalı malzemeler ile yapıldı. Bunlar ahşap karkas, ahşap kaplama ve döşemeler, saz kamışı, selüloz, ponza, perlit yalıtım, ahşap kapı ve doğramalar, kerpiç dolgu, sıkıştırılmış toprak paneller, kil sıvalardı. Söz konusu malzemelerin kullanımı; yapının nefes alabilirliğine, iç iklim kalitesine katkı sağlarken iç ortam nem dengesini ideal seviyede tutuyor. Ayrıca toksik gaz açığa çıkarmayan bu malzemelerden özellikle kerpiç duvar örgüsü, toprak panel ve sıvalar, ahşap karkası korurken yapının ısı depolama kapasitesini de artırıyor.

“Kadıovacık Biyoevi’nin karbon ayak izi diğer Yeşil Bina sertifikalı yapıların ortalamasının yarısı kadar...”

Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü’nün merkezine ve 2021’de Enstitü öncülüğünde kurulan Doğal Yapı Malzemeleri ve Yöntemleri Derneği’ne ev sahipliği yapan Kadıovacık Biyoevi aynı zamanda Türkiye’de yaşam döngüsü analizinin (LCA) yapıldığı ilk binadır. Analizi gerçekleştiren Metsims firmasına sağlanan ayrıntılı veriler doğrultusunda yapılan hesaplar gösteriyor ki yapının toplam karbon ayak izi; toplamda: 121 ton CO2 eq., brüt (50 yıl): 10,7 kg CO2/m2/yıldır. Amerika, İngiltere, Danimarka, Finlandiya’da Yeşil Bina belgeli ve analizi yapılmış diğer yapılarla karşılaştırıldığında Kadıovacık Biyoevi’nin karbon ayak izi diğerlerinin ortalamasının yarısına denk geliyor. 

Kadıovacık Biyoevi’nin YBE ve DYMD’ye ev sahipliği yapması, yapının hem yaşam alanı hem de ofis olarak aktif kullanımını sağlıyor. Aynı zamanda değişen iklim koşullarına yapının nasıl yanıt verdiği sürekli ölçümleniyor ve süreç içinde yerine ait eklemeler yapılıyor.

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Şantiye®: Ofisiniz hakkında da kısa bir bilgi alsak... Gündeminizde neler var, hangi projeler üzerine çalışıyorsunuz?

And Akman ve Merve Titiz Akman: And Akman’nın yürütücülüğünde danışmanlık ve süpervizyon sağladığımız mimari projeler çoğunlukla kırsalda tekil yapılar, ayrıca geçen yıl 8 konutu içeren bir yerleşim için masterplan ve tekil konut tasarımı çalıştık ve ruhsat aşaması tamamlandı. Diğer taraftan mevcut yapılardan kaynaklı olası sağlık risklerini tespit etmek için biyoklimatik analizi (BYA) yapmak gerekiyor. BYA sonucuna göre hazırlanan raporda yapının insan sağlığına zarar veren unsurlarının iyileştirilmesine yönelik öneriler de yer alır. Özellikle, okullarda bu analizlerin artması için çalışıyoruz. Bunların yanı sıra uygun yapı malzemelerinin “sağlık”ı destekleyen “doğal” içeriklerini belgelemek üzere hazırlık çalışmalarımız devam ediyor.

Enstitümüz şu ana kadar blog yazıları, proje sunumları, makale ve köşe yazıları ile birlikte webinar ve Forum kayıtlarını youtube’ta yayınladı. 2026 itibariyle hem basılı hem de sosyal medya yayın içeriklerinin çeşitliliği ve kapsamını artırmayı hedefliyoruz.

“Yapılar ne kadar ‘yerlerine ait’ tasarlanırlarsa o kadar iklime dirençli, düşük karbon salımlı ve çevreyle uyumlu hale gelirler...”

Şantiye®: Geleceğin yapıları sizce nasıl olacak veya olmalı? İnşaat yapım-teknolojilerine nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?

And Akman ve Merve Titiz Akman: Yapıların günümüz konfor ihtiyaçlarını karşılayacak donanım ve teknolojiye sahip olması elbette önemli; ancak ne kadar “yerine ait” tasarlanırlarsa, o kadar iklime dirençli, düşük karbon salımlı ve çevreyle uyumlu hale gelirler. Bununla birlikte, yapının kendine yeterliliği için asgari düzeyde kaynak kullanımı esastır; dış koşullardan az etkilenen yapılar daha az yapay iklimlendirmeye ihtiyaç duyar. Ayrıca, yapının kullanım sürecindeki su ihtiyacı öngörülerek su döngüsüne yönelik planlama yapılmalı, arıtma süreçleri de bu planlamanın ayrılmaz bir parçası olmalıdır.

“Mimarlık disiplinler arası bir yapıya doğru evrilecek. Mimarlar artık biyologlar, malzeme bilimciler ve sağlık uzmanlarıyla birlikte çalışarak, iş yapış biçimlerini de katılımcı ve bütüncül bir anlayışa kaydıracaklar...”

Şantiye®: Gelecekte sizce mimarlık mesleğinde neler değişecek? Meslekte bir evrilmeden söz edilebilir mi? İş yapış şekilleri ve yapılarda ne deşiyor sizce?

And Akman ve Merve Titiz Akman: Gelecekte mimarlık mesleği, yapı biyolojisi ve ekolojisi perspektifinden bakıldığında köklü bir dönüşüm yaşamalı. Yapılar hem içerikleri hem de sundukları iç mekanlarla insanların fizyoloji ve psikolojisini değiştirme gücüne sahipler. Bu farkındalık arttıkça yapılarda doğal ve toksik olmayan malzemelerin kullanımı, gün ışığı ve hava kalitesi optimizasyonu, radyoaktivite ve elektromanyetik kirlilikten korunma gibi konular tasarım sürecine doğrudan dahil edilecek. Bu durum, mesleğin disiplinler arası bir yapıya doğru evrilmesine yol açacaktır; mimarlar artık biyologlar, malzeme bilimciler ve sağlık uzmanlarıyla birlikte çalışarak, iş yapış biçimlerini de katılımcı ve bütüncül bir anlayışa kaydıracaklar. Sonuç olarak, mimarlık insan sağlığını, ekolojik sürdürülebilirliği ve iklim adaptasyonunu merkezine alan bir dönüşüm geçirmektedir.

Diğer taraftan iş yapış şekilleri de değişiyor. Bu değişimi etkileyen ana unsurlar var... Mesela toprak, ahşap, kenevir veya kireç gibi “doğal malzemeler” yeniden gündemde. Bunların modern teknolojiyle (3D toprak baskı, yetişebilen hammadelerden biyolojik temelli yalıtım malzemeleri) birleşmesi yeni iş modelleri yaratıyor. Diğer taraftan çok disiplinli ekipler önem kazanıyor ve bu kapsamda mimar, biyolog, malzeme bilimci, mühendis, sosyolog veya sağlık uzmanı birlikte çalışabiliyor. Yerine ait tasarımlar da değer kazanıyor; yerel bilginin entegre edildiği katılımcı tasarımlar daha değerli hale geliyor. Ayrıca yerel topluluklarla birlikte üretim süreçleri öne çıkıyor.

Binalar da artık yalnızca barınak değil; zamanımızın yüzde 90’ını geçirdiğimiz, yaşamımızı doğrudan şekillendiren ortamlar oldular. Günümüzde yapılar, barınmanın ötesine geçerek su döngüsünü yöneten, enerji üreten, hava kalitesini iyileştiren ve temel ihtiyaçlarımızı karşılayan yaşam mekanizmalarına dönüşüyor. “Hasta binalar” yerine insan sağlığını destekleyen mekânlar (toksik olmayan malzemeler, gün ışığı optimizasyonu, elektromanyetik kirlilikten korunma) talep ediliyor. Ve iklim krizine uyumlu, esnek, ölçeklenebilir (modüler, taşınabilir, onarılabilir) yapılar ön plana çıkıyor.

“Şantiye, mimarlık bilgisinin sahada doğrulandığı, dönüştüğü ve yeni katmanlar kazandığı bir alan açıyor... Yalnızca inşaatın yürütüldüğü bir alan değil, bilgi üretimi ve mesleki sorumluluğun da merkezlerinden biri...”

Şantiye®: Bir mimar olarak “şantiye” sizin için ne ifade ediyor? Sık ziyaret eder misiniz?

And Akman: Şantiye, mimarlık bilgisinin sahada doğrulandığı, dönüştüğü ve yeni katmanlar kazandığı bir alan açıyor. Teorik bilgi ile malzemenin gerçek doğası arasındaki ilişki, uygulama sırasında görünür hale geliyor. Babamın da mimar olması ve evimizin yapımında küçük yaştan beri çalışma deneyimim sayesinde benim için mimarlık pratiğinin olmazsa olmaz bir parçası inşaat ve dolayısıyla şantiye…

1990’lardan 2007’ye uzanan dönemde Almanya, İsviçre ve İtalya’da tasarladığım pek çok doğal yapı projesinin inşasında aktif rol aldım. Özellikle ekolojik yerleşimlerde, uygulamalı mimarlık atölyelerini sürece entegre ederek ev sahipleri ve yerel topluluklarla kolektif yapım deneyimi edindik. Türkiye’de doğal yapı uygulamaları sırasında, tasarım süreci ve malzeme seçiminin yanı sıra işçiliğin de yapının kalitesi ve sürdürülebilirliğini doğrudan şekillendirdiğini gözlemledim. Bu nedenle şantiyeyi yalnızca inşaatın yürütüldüğü bir alan değil, bilgi üretiminin ve mesleki sorumluluğun merkezlerinden biri olarak değerlendiriyorum.”

Resim Başlığı

Resim Başlığı

ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
8 Ekim 2025


Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®... 
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...

Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır... 
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...

BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR... 

İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...

Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor. 

Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın... 

Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, Nexans, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.

ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz. 

 E Dergi
 E Dergi
 E Dergi
  • AJANDA
  • 10 Soruda "Şantiyelerde Yangın ve Yangın Güvenliği"

    19 Eylül 2025 - 14.00

  • 10 Soruda “Yapı Malzemelerinde İnovasyon”

    30 Eylül 2025 - 11.00

  • 10 Soruda “Geoteknik ve Geoteknik Mühendisliği”

    3 Eylül 2025 Çarşamba / 21.00

  • 10 Soruda “Yapılarda Cephe ve Cephe Sektörü

    15 Eylül 2025 / 11.00

  • 10 Soruda Yangınla Mücadelede Köpük Sistemleri ve Testleri

    26 Haziran Temmuz 2025 / 14.00

BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN

Şantiye Dergisi

HAKKIMIZDA

İNŞAAT sektörünün buluşma noktası ŞANTİYE®, “GÜVEN”i temsil eden “BASILI BİR YAYIN” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla yapı sektörünün en önemli iletişim platformlarından ve veri kaynaklarından biri olmaya DİJİTAL ORTAMLARDA DA devam ediyor... 1988'den bu yana basılı yayıncılıkta olduğu gibi...

KURUMSAL

  • Hakkımızda
  • Künye & Abonelik
  • Kişisel Veriler Aydınlatma Metni

KATEGORİLER

  • Haberler
  • Teknik
  • Röportaj
  • Ürün & Sistem
  • Proje
  • Makale
  • Rapor
  • Güncel
  • Ajanda

© 2024 santiye.com.tr - Tüm hakları saklıdır.

  • Anasayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Koşulları
  • İletişim
  • Kişisel Veriler Aydınlatma Metni