Şantiyelerde ne tür yangınlar meydana gelir; bu yangınların görülme sıklığı, olası riskler nedir; söz konusu olumsuz ve tehlikeli durumlar için alınabilecek önlemler nelerdir?..
Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, ardından web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 Soruda” isimli canlı yayın serimizin 19 Eylül 2025 günkü konusu “Şantiyelerde Yangın ve Yangın Güvenliği”, konuğu ise Efectis Era Avrasya Mühendislik Departmanı Müdürü Mustafa Salih Korkmaz oldu... Korkmaz programda, şantiyelerde ne tür yangınların meydana geldiği; bu yangınların görülme sıklığı, olası riskler; söz konusu olumsuz ve tehlikeli durumlar için alınabilecek önlemler; inşaat sahalarında firmaların ve personelin konuya yaklaşımı; yasal zorunluluğu olan tedbirler ve geçmişte yaşanan bazı önemli şantiye yangınları hakkındaki bilgi, görüş ve önerilerini Şantiye® okur ve izleyicileriyle paylaştı.
BU RÖPORTAJI, VİDEO FORMATINDA ŞANTİYE TV SAYFALARINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ...
1) Şantiyelerde genelde ne tür yangınlar meydana geliyor? Ve bu yangınların görülme sıklıkları nedir?
Öncelikle “yangın”ın ne olduğunu bir kez daha özetlemek isterim... Biliyorsunuz bir yangının meydana gelmesi için oksijen, yanıcı madde ve ısı olmak üzere üç temel komponent gerekir. Oksijen zaten atmosferde fazlasıyla olan bir madde; etrafta gördüğümüz birçok şey de aslında yanabilir, onları tutuşturabilecek kıvılcım veya statik elektrik gibi bir unsur da eklenince yangın oluşuyor. Yangın bazı durumlarda kendiliğinden bile başlayabilir. Malzemenin özelliğine göre, yani doğrudan oksitlenerek de yangınlar çıkabilir. Bir yangında saniyeler çok önemlidir. Etrafta yanacak bir nesne bir kıvılcımla buluştuğu anda, yangın yükü yani yanacak malzemenin yoğunluğu da fazlaysa 5 dakikada 500 0C’ye, 30 dakikada 800 0C’ye, bir saat içinde de 1000 0C’lere varabilir. Burada kritik nokta ise yangın yüküne göre değişen “flashover” denilen noktadır. O noktada yangın birden 3-5 katı büyüklüğe ulaşabiliyor. O noktaya varana kadar algılama sistemlerinin devreye girmesi, uyarı sistemlerinin çalışması ve tahliyenin başlatılması çok önemli. Bu bilincin oturtulması lazım, çünkü yangında ilk dakikalar ve o dakikalarda yapılan müdahaleler çok önemli. Tabii ilk müdahaleyi yaparken de her yangının her maddeyle söndürülmeyeceğini bilmek lazım. Ahşap, kağıt gibi malzemelerin olduğu yangınlar A sınıfı yangınlar olarak tabir edilir ve bunlar suyla söndürülebilir. Ama yanıcı, parlayıcı, kimyasal özelliği olan sıvıların olduğu yangınlara doğrudan suyla müdahale edilmez. Bu tip yangınlarda köpüklü söndürme sistemleri, karbondioksit gibi alternatif söndürme ajanlarına ihtiyaç olur. Ya da bir mutfak yangınına da doğrudan suyla müdahale edilmez. Kızgın yağa su katıldığı zaman, aslında oksijen eklenmiş olur ve yangın büyür. Bu nedenle acil durumlarda acil müdahale ekiplerinin gerekli eğitimlerden geçirilmiş ve bu ayrıntılara hakim olması gerekir. Şantiyelerde çalışan kişilerin özellikle eğitilmeleri gerekiyor. İnşaat esnasındaki yangınlarla normal durumdaki yangınlar çok benzer. Hemen hemen aynı nedenlerden çıkıyor yangınlar. Kısaca bir kıvılcıma bakıyor çoğu yangın.
Şantiyelerde de inşaat esnasında farklı durumlarla da tabii ki karşılaşılabiliyor. Mesela şantiyeler sıcak işlem, kaynak, taşlama veya kesme gibi işlemlerin sıklıkla yapıldığı yerlerdir. Dolayısıyla kıvılcımın çok çıktığı işlemler ciddi bir risk oluşturur. Özellikle etrafta yanıcı bir malzeme varsa bu işlemler esnasında yangın çok kolay başlayabilir. Ya da elektrik panoları ve üçlü prizlerdeki aşınmalar, fazla yük bindirmeleri, kaçak akım gibi sebeplerle oluşan kıvılcım, yangını başlatan ısı kaynağı olabilir. Ya da şantiyelerdeki geçici barınma alanlarındaki konteynerlerdeki pişirme grupları ve ısıtma ekipmanları da oldukça riskli unsurlardır. Bu barınma alanları geçici olsalar da yine de üç, dört yıl kullanılıyorlar. Dolayısıyla pişirme ve ısıtma ekipmanının doğru tasarlanıp doğru monte edilmesi ve işletilmesi önem arz ediyor. Ya da birbirleriyle etkileşime girebilecek kimyasal malzemeler aynı anda aynı yerde depolanıyorsa da ciddi bir yangın riski oluşturur. Personelin dikkatsizliği, ihmali ve kasıtlı davranışları da yangına davetiye çıkaran unsurlardır. İnsan faktörü önemlidir. Ne kadar eğitim verilirse verilsin, sigara izmariti atılması gibi ihmallerden ve kasıttan oldukça çok yangınla karşılaşılabiliyor. İnsan var olduğu sürece yangın hep olur. İnsan faktörünü maalesef göz ardı edemiyoruz. Kısaca genelde yangınlar bu 5 ana sebepten kaynaklanıyor.
İnşaat halindeki yapılarda çıkan yangınların istatistikleri ise ülkemizde pek tutulmuyor. Bu konudaki en önemli kaynak ise Amerika Ulusal Yangın Derneği’nin şantiyelerde çıkan yangınlarla ilgili tuttuğu istatistikler. Söz konusu istatistiğe göre ABD’de, 2017-2021 arasındaki 100 yangının 76’sı konut inşaatlarında çıkmış. Ticari bina ve işyeri inşaatları %6, açık alan ve özel mülk inşaatları %5; toplanma amaçlı, yani müze ve AVM gibi inşaatlar ile depo inşaatları %3; hastane ve bakımevi inşaatları ise %2 olarak belirlenmiş. Yine bu verilere göre şantiyelerde yılda ortalama 4 bin yangın meydana geliyor. Tabii bu ABD’deki bilgiler. Onların nüfusu ve yapı tipleri bizimkilerden farklı tabi. Mesela yangınların konut inşaatlarında çıkma nedenlerinden biri, ABD’de ahşap ağırlıklı inşaatların yapılması. Ahşap da kolay alevlenen bir malzeme olduğu için bu oranın yüksek çıkması kabul edilebilir.
ABD’de şantiyelerde çıkan yangınların %19’u pişirme grupları ve mutfak kaynaklı çıkıyor. Elektrik dağıtım ve aydınlatma kaynaklı olanlar %15, kablo kaynaklılar %10 civarında. Isıtma ekipmanı ise %14. Sabit veya taşınabilir ısıtıcılar %6. Operasyon gereği alev üfleyiciler, kaynak ve benzeri ekipman kaynaklı yangınların yüzdesi ise %7. Ayrıca bunlar arasında ısıtma ekipmanı kaynaklı yangınların %39’unun sivil yaralanmaya yol açtığı; elektrik dağıtım ve aydınlatma ekipmanı kaynaklı yangınların ise %46’sının mal hasarına yol açtığını hatırlatmakta fayda var. Ülkemizde tutulmayan bu istatistiki bilgiler ABD kaynaklı olmalarına rağmen ülkemizde de nerelere odaklanılmasını göstermeleri açısından önemli.
2) Bu yangınlar için hangi önlemler alınabilir? Uyulması gereken kurallar, alınması gereken tedbirler neler?
Şantiye yangınlarının sebeplerinin en önemlilerinden biri olan sıcak işlem, kaynak ve kesme işlemlerinden başlayabiliriz. Kıvılcım çıkaran bu işlerin yakınındaki yanıcı malzemeler yangına davetiye çıkarır. Bunun için şantiyelerde sıcak iş izni prosedürü oluşturulur. En önemli önleme metodu budur. İş izni çıkartılarak uzmanların gözetiminde kesme işlemleri yapılır. Bu işler yapılırken civarda portatif söndürme cihazları bulundurulur ve yanıcı malzemeler kıvılcım battaniyesiyle örtülerek önlem alınabilir. Bu kıvılcımlar bazen hemen yangın oluşturmayabilir, malzemeleri içten içe yakabilir. Yangın bir süre sonra başlayabilir. Bunun için prosedüre ek olarak yangın gözcüsü de tanımlanıyor. İşlem bittikten sonra 30 veya 60 dakika daha bir kişi orada bekliyor. Bizim mevzuatımızda henüz böyle bir madde yok ama olmasında büyük fayda var. Diğer taraftan kullanılan ekipmanın aşırı ısınması da yangına sebebiyet veren unsurlardan biri. Cihazın ısıyı algıladığında kendini otomatik kapatması da önemli bir önlem. İlk ana hedef, keserken, kaynak yaparken veya bitümle çatıda izolasyon yaparken yanıcı malzemeleri kıvılcımdan uzak tutmak.
Elektrik başlığı altında da mesela şantiyelerdeki geçici panoların ortama uygun seçilip seçilmediği oldukça kritik bir konudur. Bu panolarda koruma sınıfları vardır. Toza, suya ne kadar dayanıklı olduğu anlaşılır. Panoların toz ve sudan korunması gerekir. Aksi takdirde yangına davetiye çıkarılır. Üçlü prizlerin ne kadar akım çekeceği de önceden belirlenmelidir. Kabloların ısınmasına izin verilmemelidir. Kablo geçişlerinde geçici rampalar yapılabilir. Kablolar bir tava üstünden geçici çözümlerle geçirilebilir. Tamburları tamamen açarak elektriksel işlemi, güç işlemi gerçekleştirilebilir ya da doğru bir pano seçerek yangın önlenebilir. Konaklama amaçlı prefabrik yapıklarda çoklu elektrikli prizler, kapasitelerinin üzerinde güç çektiklerinde ciddi sorunlara yol açıyorlar. Bu konaklama binalarının elektrik tesisatına ve konforlarına biraz daha özen gösterilebilir. Çünkü insan yükü çok yüksek yapılar ve facialara sebebiyet verilebilir. Bu kapsamda sık sık topraklama ölçümleri yapılmalı, yetkisiz priz kullanımı engellenmeli, haftalık pano içi kontroller yapılmalı, elektrik bağlantılarındaki gevşeklikler kontrol edilmelidir.
Sık karşılaşılan pişirme gruplarındaki yangınlar için de önlemler alınabilir. Şantiye mutfaklarının bacalarında yağ birikimleri olabilir. Zaten yasal olarak endüstriyel mutfaklarda ya da otel mutfaklarında bu baca ve kanalların sürekli temizlenmesi zorunludur. Aslında şantiyelerdeki bu konaklama yerlerinde de zorunludur. Periyodik olarak bu kanalların temizlenmemesi sonucu yağ birikmeleri oluşur ve yangına davetiye çıkarılabilir. Elektrikli su ısıtıcıların bağlandığı prizler de tehlike yaratan noktalardan biri oluyor. Gözetimsiz pişirmeler ve odalarda çay demleme esnasında yaşanan kazalar yangınlara sebebiyet verebiliyor. Buradaki önlemler de aslında benzer. Gözetimli bir şekilde, tanımlı yerlerde bu pişirmelerin yapılması şart. Yağ birikimlerinin temizlenmesi, LPG gibi unsurların sınırlı yerlerde ve izinli şekilde kullanılması, alınabilecek önlemler arasında.
Boya ve solvent içerikli yanıcı malzemelerin yan yana depolanması da şantiyelerdeki tehlikelerden biri. Depo tamamen kapalı, havalandırması yoksa solvent ciddi bir risktir. Ambalaj hafif açık bile olsa oluşan solvent buharı depo içinde ufak bir kıvılcımda alevlenebilir. Ancak iyi havalandırma ve yangına dayanıklı depolarla bu yangınlar önlenebilir. Birbirleriyle reaksiyona girebilecek malzemeleri birbirinden ayırıp, depolayarak çözümler yaratılabilir. Depoda çok fazla malzeme tek seferde depolanabilir. Depolama noktalarında statik elektrik de çok önemlidir. Kıyafetin sürtmesi bile yangını başlatabilir. Yani solvent buharı kolaylıkla alevlenebilen bir buhardır ve çok dikkat etmek gerekir. Diğer bir husus da günlük kullanım miktarının dışında, çalışma alanında çok fazla mal depolanmamalıdır. Bittikçe yeniden getirilmelidir. Nasıl olsa yarın devam ederim deyip günlük ihtiyaç duyulan miktarın üstüne çıkılmamalıdır.
Geçici ofis ve konaklama alanlarına da ciddi bir yapı olarak yaklaşmak gerek. Bir yıl kullanılacak, kaldırılacak değil de gerçekten bir yaşama alanı gibi düşünmek ve özen göstermek lazım. Bu kapsamda algılama ve erken uyarı sistemleri ile söndürme sistemleri önemli. Yangın dolapları, tüpler, yangına dayanıklı panel kaplamalar, geniş ve yeterli sayıda kaçış yolları ile şantiyelerdeki konaklama ya da ofis için kullanılan yapıları da bu bakış açısıyla oluşturmak şart.
Son olarak da kasıttan bahsetmek isterim. Bu kapsamda da insanların eğitilmesi şart fakat yine de güvenlik kameraları ve başka önlemlerle güvenli olmayan noktalarda sigara içişlerinin sınırlandırılması gerek. Bizim yönetmeliğimizde inşaat esnasındaki yangınlar üzerinde alınması gereken aksiyonlar tanımlı değil ama ABD’de şantiyelerde yangın güvenliği ile alakalı maddeleri kendimize uyarlamamız gerekiyor.
3) Türkiye’ye özgü veya ülkemizde daha sıklıkla görülen yangınlar hangileri? Ve görülen yangınlarda yıllara göre karakteristik bir değişim söz konusu mu?
Verilerimiz aslında Amerika’dakilerle benzer. Konteynırlarda, şantiye ofis ve yatakhanelerinde kettle’dan, ısıtıcılardan ve prizlerden çok fazla yangın çıkıyor. Kaçış koridorlarını daraltma yine bizde sık karşılaşılan olumsuz bir uygulama. Yanlış yerlerde sigara içme ve tadilat esnasında yanıcı malzemelerin kullanılması yine benzer unsurlar. Tarihi ahşap yapılardaki kablo ve elektrik tesisatı kaynakları yangınlar da sık karşılaşılan yangınlardan.
Biraz önce de belirttiğim gibi, Türkiye’deki şantiye yangınlarıyla ilgili elimizde bir veri yok ama genel yangın istatistiklerinden az da olsa yararlanabiliriz. İBB, diğer belediyeler ve Kimya Mühendisleri Odası’nın verilerine göre aslında 2020 ile 2024 arasında yangınlarda bir artış olduğu görülüyor. Türkiye’de konut yangınları başı çekiyor. Arkasından diğer binalar geliyor ama burada da sınıflandırmayı belki eksik yaptığımızdan dolayı dağıtamıyoruz. Fabrika yapıları var, araç yangınları var. Sağlıklı veriler elde edemiyoruz. Endüstriyel tesislerdeki yangın ve patlama sayılarında da ciddi bir artış söz konusu. Bu tesislerdeki tekstil sektörü en başta yer alıyor. Sonra ağaç ve mobilya sektörü ile ardından metal sektörü geliyor. Aklımıza metal yanmaz bir malzeme diye kodlamışızdır ancak metaller de yanar ve söndürmesi de gerçekten güçtür. Endüstriyel sektördeki yangınlarda ilk üçtedir çünkü sıcak işlem vardır, tozlar vardır ve patlama riski vardır.
5) Ülkemizde şantiyelerde firmaların ve personelin konuya yaklaşım ne düzeyde?
Pek çok şantiyeye girip çıkıyor ve farklı kişilerle konuşuyoruz. Ustalarla, şantiye müdürleriyle sohbet etme imkanı buluyoruz. Bu kapsamda bir farkındalık olduğu, bilincin günden güne yükseldiği kesin. Fakat bu çok istikrarlı ve dengeli değil. Uluslararası ölçekli büyük projelerde bilinç ve alınan önlemler çok üst seviyelerde olmasına rağmen küçük ve orta ölçekli şantiyelerde maalesef bu seviyenin çok altında kalan uygulamalara sık sık şahit oluyoruz. Hatta asgari mevzuatın bile altında şantiyeler var. Dolayısıyla bilinç var fakat uygulamada her şantiyede bu hayata geçemiyor. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik veya iş güvenliği standartları çoğu şantiyede uygulanıyor fakat bunların yanına Amerikan şantiye standartlarını da mevzuatımıza uyumlaştırabilir, alınabilecek önlemleri sistematik hale getirebiliriz. Özetle, büyük projelerde, kamu yatırımlarında işler yolunda ama kobilerde durum pek öyle değil. Kayıt, denetim kültürünü oluşturmamız, eğitim, tatbikat, sıcak işlem izinleri, termal kameralarla kontroller, kimyasal depoların doğru kurgulanması, yangın gözcüsü görevlendirilmesi gibi önlemlerin alınması gerek. Bir sistemi işletmek güvenliğin esaslarından biri. Küçük ölçekli projelerde hala yolumuz var.
6) Yasal anlamda inşaat alanlarında ne tür zorunluluklar var? Sizin önerileriniz ne olur?
Biraz önceki cevaplarımın arasında aslında değindim. Bizim kural kitabımız Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik. Binayı nasıl yapacağımızı, hangi güvenlik önlemlerini alacağımızı, binayı çalıştırırken, neleri takip etmemiz gerektiğini teker teker söylüyor. Fakat inşaat esnasında ne yapılacağını tanımlamıyor. Ama kapıyı da açık bırakıyor. Türk standartlarında yoksa Avrupa standartlarına bakılmasını öneriyor. İkisinde de bulunamazsa uluslararası geçerliliği kabul edilen standartlara yönlendiriyor. Yani kapı açık. Yeter ki bunun bilincinde olunsun ve gerekli önlemlerin alınabilme yetisine haiz olunsun. Zaten bu önlemler uluslararası ölçekli projelerde ya da büyük kamusal projelerde yapılıyor. Oralarda problem yok. Bunu alt seviyeye, orta ve küçük ölçekli inşaatlara çekebilmek mesele. Bu da denetimler artırılarak, bilinçlendirme toplantıları sıklaştırılarak yapılabilir. ISG Kanununda risk değerlendirmesi, çalışanlara eğitim vermek, sağlık kontrolleri, senelik acil durum planlama şart. Her ofiste asılı. Şantiyelerde de hakeza koyuyoruz. Ama bunun oransal olarak artırılması gerekiyor. Bununla beraber yapı işlerinde ISG yönetmeliği birbiriyle çok benzer şeyleri tarif ediyor. Yine çalışana ve işverene yükümlülükler getiriyor. Yüksekte çalışan kişisel önlemler alıyor. Yani oradaki ustanın da kendini bir yere kilitlemesi gerektiğinin bilinci oluştu. Fakat bunun yaygınlaşması için personel eğitimi şart.
7) Mümkünse geçmişte yaşanmış anlatılmaya değer birkaç şantiye yangınından bahsedebilir misiniz? Ne tür önlemler alınabilirdi?..
İkonik olması sebebiyle Haydarpaşa Gar yangını oldukça önemlidir ama öncesinde, geçen sene Gayrettepe’de tadilat esnasında gece kulübünde çıkan yangına değinmek isterim. 16 katlı bir apartmanın bodrum katındaki tadilat esnasında maalesef yangın çıkmış ve tadilat işinde görevli 29 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Gece kulübünün 4 bin kişilik kapasitesi olduğu söyleniyor, bu kadar insanın olduğu bir mekanda öncelikle bir kaçış planlaması gerekiyor. Yangın, kesme işlemi esnasında başlamış ve sahneye yakın noktada bir patlama olmuş. Patlamayla beraber de yangın büyümüş. Etrafta yanıcı malzeme de olduğu için alevler bir anda yayılmış. Ama 29 kaybın asıl sebebi arka tarafta acil çıkış olarak planlanan çıkışın kapatılmasıydı. İnsanlar kaçamadılar. Alev bloke ettiği için öbür çıkışa da gidemediklerinden vefat edenler olmuş. Ayrıca tadilat süreci de izinsiz yürütülüyormuş. Belediyeye başvuru yapılmamış. Denetim eksiklikleri de olunca facia kaçınılmaz olmuş. Uygun şekilde ekipman seçimi yapılsaydı ve etrafta yanıcı malzeme için önlemler alınsaydı, söndürme sistemi devreye girseydi veya en azından bir yangın tüpü olsaydı böylesine bir durum yaşanmazdı. İş güvenliği tedbirleri de alınmayınca maalesef 29 yurttaşımızı kaybetmiş olduk.
Haydarpaşa Garı ise çok ikonik bir yapı. Tarihinde pek çok yangın ve tadilat görmüş. 2010 yılında yine bir çatı restorasyonu esnasında sıcak işlem yapılırken bir ihmal sonucu yangın başlıyor ve rüzgarın etkisiyle ahşap yüzeyler, kaplamalar tutuşuyor ve tüm çatıyı alevler kaplıyor. Ahşap yapıda çökmeler başlıyor ve insanlar hızlıca tahliye ediliyor. Bir insan kaybı olmaması olumlu bir durum sayılabilir tabi. Fakat burada da benzer mekanizmaların çalışmaması, sıcak iş izni prosedürünün olmaması, kontrol listesinin ve yangın nöbetçisinin bulunmaması, geçici algılama ve söndürme sisteminin olmaması, ahşap yapıda battaniyelerle ya da ahşap yüzeyleri alev geciktirici boyalarla desteklenmemesi nedeniyle yangın başlamış ve yayılmış. Bu unsurlar kurgulansaydı bu yangın olmayabilirdi. İnşaat esnasında da pek çok yapılabilecek şey var; en azından ihbarı almak bile çok önemli.
8) Efectis Era Avrasya şantiye yangınları için ne tür hizmet ve çözümler sunuyor?
Yangın güvenlik önlemleri “Aktif” ve “Pasif” olmak üzere ikiye ayrılır. Bunların arasında da bir denge olmalıdır. Pasif kısım, yalıtım malzemeleri, duvar, kapı, kaplamalar, taşıyıcı sistemin yangın güvenliği, kaçış yolları, merdivenler gibi yapı malzemeleri ve unsurlarını içerir. Bir de uyarı ve algılama sistemleri, söndürme sistemleri, acil durumlarda aydınlatma gibi aktif sistemler vardır. Tüm bu sistemler bitmiş yapılarda olması gerektiği kadar aslında şantiyelerde de olmalı. Bu dengeyi sağlamak için alınması gereken pek çok önlem var. Binayı yaparken zaten kural kitabı bize pek çok şey söylüyor. Onları takip ediyoruz. Hem Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hem de uluslararası mevzuat, yapıda alınması gereken aksiyonları anlatıyor. Bu önlemler alınmasına rağmen yine yangınlarla karşılaşıyoruz. Orada da yine bilinç devreye giriyor. Üst düzey projelerde zaten çok problem yaşamıyoruz. Orta ve düşük ölçekli projelerde ise bu problemler sık yaşanıyor. Şantiye esnasındaki yangınlara da aynı şekilde yaklaşıyoruz. Şantiyede konaklama için konteyner planlıyorsak bir otel kadar lüks olmayabilir ama temel konfor ve güvenlik koşulları sağlanmalı. Bu gereklilikleri planlıyor ve müşterilerimize sunuyoruz. Kaçış miktarını, yangın tüp sayısını, mutfak alanının güvenliğini ve yangına dayanımını, yangın algılama ekipmanının yer ve sayısı, söndürme sistemi gibi unsurları planlayıp öneriyoruz. Bu tabii sadece konteyner gibi konaklama ve yeme-içme-mutfak alanlarını kapsamıyor, bir inşaatta bodrum kattaki imalat alanları için de önerilerimizi kapsıyor. Çünkü oralarda ciddi kaynak, kesme işleri oluyor. Riskli imalatlar yürütülüyor. O imalat sürecinde hem inşaat aşamasında hem de inşaat sonrası için kalıcı hasarlar yaratabilecek yangınlar olabilir. Uygun şekilde depolama ve güvenlik önlemlerini anlatmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken Amerikan standartlarından faydalanıyoruz. Uzman personelimizle şantiyelere gittiğimizde şantiye yönetimine katkı sunmaya çalışıyoruz. Güvenli yapıları ortaya çıkarmak ve denge politikasını sağlamak istiyoruz. Sade bir tarafa yüklenmek bir şey ifade etmiyor. Aktif ve pasif yöntemleri, mimari tarafla mekanik ve elektrik tarafı dengelemek gerekiyor. Yangın bilinci oluşturma anlamında çalışmalar yapıyoruz. Ücretsiz seminerler, webinarlar veriyoruz. Amacımız tamamen yangın bilincini geliştirmek ve oturtmak.
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
9 Ekim 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, Nexans, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.