• Künye & Abonelik
  • Hakkımızda
  • Bize Ulaşın
Şantiye Dergisi
PERI
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Teknik
  • Röportaj
  • Ürün & Sistem
  • Proje
  • Makale
  • Rapor

İnsan, Çevre ve Şantiyeler için İnovasyon Neden Önemli? İnovasyon Süreçleri Neler ve Yenilikçi Yaklaşımlar Sektörde Nasıl bir Karşılık Buluyor?..

Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, ardından web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 Soruda” isimli canlı yayın serimizin 11 Kasım 2025 günkü konusu “Yapı Malzemelerinde İnovasyon”, konukları ise Baumit Türkiye CEO’su Atalay Özdayı ile Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San oldu. Özdayı ve Bayraktar San programda, özellikle son dönemde oldukça inovatif çözümler sunan bir firma olarak yapılarda inovasyonun önemini, firmalarının bu kapsamda ne tür çalışmalar yürüttüğünü, yenilikçi çözüm ve ürünlerinin pazarda nasıl bir karşılık bulduğunu, Türkiye koşullarında inovatif ürünler geliştiren bir kurum olarak ne tür zorluk ve kolaylıklarla karşılaştıklarını, yeni ürünlerin ülkede kullanıma sokulması sürecinde yasal-teknik anlamda ne tür deneyimler yaşadıklarını ve yenilikçi çözümleri hakkındaki değerlendirmelerini Şantiye® okur ve izleyicileriyle paylaştı.

Resim Başlığı

* BU İÇERİĞE, ŞANTİYE®NİN KASIM & ARALIK 2025 (414.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ. LÜTFEN TIKLAYIN...

* BU ÖZEL İÇERİĞİ, ŞANTİYE TV'DEN VE ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ

1) Yapı sektöründe inovasyon sizce neden önemli? Son tüketici ve çevresel açıdan gereklilikleri ile binaların yapım sürecine katkısı bağlamında bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Yapı malzemeleri sektörü insanların doğrudan yaşam alanlarını ilgilendirdiği ve şekillendirdiği için çok önemli bir alan. İnovasyon da sektör için ürün geliştirmenin yanı sıra tamamen toplumsal bir sorumluluk haline geldi. İnovasyona önem vermeyen firmalar bugünleri yarına taşıyamayacaklar. Hem yurtdışı hem yurtiçindeki firmalarda inovasyon büyük önem kazandı. Konuyu önemsemeyen bir kurum yarın hiçbir fark yaratamayacak duruma gelecek. Son kullanıcı açısından bakıldığında da beklentiler çok net. Herkes artık daha konforlu, daha sağlıklı ve daha güvenli yapılar talep ediyor. Bunları sağlamanın tek şartı ise yerinde saymamak; geleceği kovalamak ve inovasyon peşinde koşmak. Nitelikli ve doğru uygulanmış ısı yalıtımı, iç hava kalitesi, nem dengesi ya da bakım kolaylığı bir binanın değerini belirleyen en önemli unsurlar arasında. Çevresel açıdan da inovasyon önemli. Sürdürülebilirlik kelimesi hayatımızda hiç kullanılmadığı kadar çok kullanılmaya başlandı. Uluslararası firmaların yanı sıra artık lokal firmalar da bu faktörleri sık sık ön plana çıkarıyor. Çünkü enerji tüketimini azaltan, karbon salımını düşüren, doğal kaynakları daha verimli kullanan malzemeler geliştirmek ve iklim kriziyle mücadele etmek dünyanın en önemli sorunu haline geldi. Bu kapsamda üretim ve tasarım süreçlerinde inovasyon ciddi fark yaratıyor. Artık daha hızlı ve kolay uygulanabilen sistemler aranıyor. Bizim de 2025 yılında odağımıza aldığımız hız konusu artık firmaların en önemli gelişim noktaları arasında yer alıyor. Şantiye süreleri kısalıyor, hata payları azalıyor. Kısalan şantiye süresi demek enerjinin daha verimli kullanabiliyor olması demek. Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) uyumlu veriler ve dijital çözümler projelerde gerek tasarımcılara gerek uygulayıcılara çok büyük kolaylıklar sağlıyor. Tüm bunları ele aldığımızda ve birleştirdiğimizde inovasyonun, sektörün geleceğini belirleyecek olan en önemli unsur olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

2) Sizler bu kapsamda neler yapıyorsunuz, Baumit’in yaklaşımı nedir?
Baumit inovasyona ve sürdürülebilirliğe gerçekten önem veren bir firma. Hatta bu unsurlar DNA’mızda var diyebiliriz. Yani gün içerisindeki iş yapış şekillerimizde bile inovasyon önemli bir rol oynuyor. Bağlı olduğumuz holding 200 yıllık bir geçmişe sahip olsa da Baumit 1988’de kurulan, aslında genç sayılabilecek bir firma. Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişiler tarafından doğru bir vizyonla kurulduğu için hızlıca büyümüş. Bugün Avrupa’nın en büyük 3. kuru harç üreticisiyiz. Avrupa’nın mantolama konusunda da en iddialı firmalarından biriyiz. Bu başarıların arkasında elbette ki inovasyona verilen önem yatıyor. Ürünlerimizi geliştirirken bugünün ihtiyaçlarını dikkate alıyoruz ama bizim için asıl önemli olan yarınlar. Yapı sağlığına odaklanırken bir o kadar da insan sağlığını önemsiyoruz. Bu ikisini bir arada değerlendiren, analiz eden ve bir arada doğru ürünün üretilmesi için çaba sarf eden firma sayısı fazla değil. Bir kuru harç üreticisi olarak farklılaşmak için inovasyonu masanın üzerine koymak zorundayız.

Bu kapsamda 2015 yılında Avrupa’nın en büyük Ar-Ge merkezini kurduk. Baumit Viva Park, yapı malzemelerinin karşılaştırıldığı ve hem yapı sağlığı hem insan sağlığı için önemli verilerin elde edildiği, kararların alındığı bir merkez. Oradaki 13 model evde daha sağlıklı ürünler üretmeye yönelik çok sayıda araştırma yapılıyor. Bu evler 3 × 4 m taban oturumu ve 2.8 m yüksekliğindeler. Ayrıca hepsi aynı ölçülerde bir pencereye, bir kapıya ve aynı dış mekân iklim koşullarına sahip. Sadece dış kabukları farklı. Birisinde gaz beton varken diğerinde tuğla; bir diğeri ahşapken diğeri beton. Her birinde yer alan otuzun üzerindeki sensörler vasıtasıyla gözlemler yapılıyor ve gerçek insan hayatı simüle ediliyor. Yılda 1,5 milyondan fazla veri toplanıyor ve bu veriler Viyana Tıp Üniversitesi ve Avusturya Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü ile birlikte değerlendiriliyor. Yani Baumit olarak duvarların bize ne söylediğini anlıyor ve bilimsel olarak da kanıtlıyoruz.

Böyle büyük bir yatırım yapılmasının amacı, yapı ve özellikle insan sağlığına uygun, yararlı ürünler üretebilmek. Bu da inovasyonun önemini ortaya koyuyor. Dış cephe yalıtım sistemlerinde uzman bir marka olmamızın ve odağına öncelikle ısı yalıtımını alan bir firma olmamızın sorumluluğu ışığında elbette ki farklı ihtiyaçlara yönelik sistem çeşitliliğimizle daha dayanıklı, sürdürülebilir cepheler, enerji verimli yapılar ve dolayısıyla bir gelecek yaratmak için çaba sarf ediyoruz.

Resim Başlığı

Resim Başlığı

3) Son yıllarda oldukça fazla sayıda inovatif çözüm sundunuz... Bunları kısaca özetleyebilir misiniz?
Baumit Viva Park’ın çıktıları aslında bizim teknik ve Ar-Ge departmanlarımızın girdisini oluşturuyor. Yani Viva Park’tan alınan verileri analiz ederek yeni ürünler geliştiriyoruz. Ve bu ürünlerin tümü sürdürülebilirlik, inovasyon ve verimlilik kavramları kapsamında geliştiriliyor. Sürdürülebilir bir gelecek adına insanların sağlıklı, enerji verimli ve güzel evlerde yaşayabilmesi için çalışıyoruz. Tüm yaptığımız işler aslında bu vizyona hizmet ediyor.

“Baumit ALL IN Beton” son yıllardaki en dikkat çekici ürünlerimizden biri. Yapı harçları sektöründe dünyada bir ilk olan harç içinde çözünen torba teknolojisiyle geliştirilen Baumit ALL IN Beton ürünümüz, çevre dostu yapısıyla ve pratik kullanım özellikleriyle dikkat çekiyor. Bu yeniliğimiz ile betonun çimento, kum, agrega gibi bileşenleriyle uğraşılmasına gerek kalmıyor. Beton ihtiyacı olan her durumda tek yapılması gereken ALL IN Beton’un üzerine sadece su döküp karıştırmak. Çok daha hızlı uygulama imkanı sunan bu torba teknolojisi, daha düşük toz salımı sayesinde daha sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturuyor. Torba atığı oluşturmuyor ve çok daha temiz şantiyeleri garanti ediyor. İnovatif çözünen torba teknolojisi ile ürün ambalajı, karıştırma işlemi sırasında beton harcının bir parçası haline geliyor. Torbanın içeriğinde bulunan ve harcın içine karışan doğal elyaflar betonun mekanik etkilere karşı dayanımını artırıyor. Geleneksel beton harçlarına kıyasla çok daha hızlı ve çok daha çevreci bir ürün. Geleneksel beton harçlarıyla karşılaştırıldığında ambalaj bir atık olmaktan kurtarılıyor. Tüketici ürünü kullanırken zaman kaybetmiyor; torbaları kesme ihtiyacı ortadan kalktığı için hem elini yaralama riski hem de çevreye yayılan toz miktarı yüzde 40 azalıyor. Çok daha hızlı bir imalat yapma şansı sunuyor. Tüm bu faydaları sağlarken geleneksel harca kıyasla çok daha mukavim, çok daha yüksek bir beton harcı elde edildiğini vurgulamamız lazım. Mukavemet sınıfı C20’lere kadar çıkıyor. Özetle, aynı anda hem kullanıcının hayatı kolaylaşıyor hem daha mukavim beton harcı elde ediliyor hem de çevreye atık bırakılmıyor. Torba harcın içinde yok oluyor. Sıfır atık olması sebebiyle son derece çevreci bir ürün.

Baumit Bauminator ismini verdiğimiz üç boyutlu (3D) beton yazıcımız da son yıllarda sektöre sunduğumuz dikkat çekici çözümlerimizden biri. Bauminator ile en sıra dışı tasarım fikirleri dahi kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bauminator’ü üreticilerin, mimarların ve tasarımcıların yeni modüller ve şimdiye kadar üretilmesi imkansız olduğu düşünülen parçalar ve şekiller yaratabilmeleri için geliştirdik. Mevcut yapım tekniklerini tamamlıyor ve modüler parçalar için tamamen yeni bir tasarım özgürlüğü sunuyor. Dijital tasarımları doğrudan üç boyutlu elemanlara dönüştürüyor, bu da 7/24 otomatize edilmiş ve çok daha kısa bir üretim süreci sağlıyor. Kendi harcıyla çalışan Bauminator kalıp, çelik ve çimento gibi malzeme kullanımlarını da düşürdüğünden imalat sürecinde karbon emisyonu da azalmış oluyor.

Resim Başlığı

Saha tecrübemiz, yoğun Ar-Ge çalışmalarımız ve iş ortaklarımızla yakın bilgi alışverişi sayesinde geliştirdiğimiz diğer bir çözüm de “Jel Teknolojisi” oldu. Mevcuttaki ısı yalıtım plakası yapıştırma ve sıva harçlarımız olan Baumit openContact, Baumit StarContact White ve Baumit ProContact’ı bu kapsamda Jel Teknolojisi ile yenileyerek şantiyelerde daha kolay uygulama, daha yüksek kalite ve hız sağladık. Bu ürünler artık sıva makineleri ile de uygulanabiliyorlar. Yeni Contact ürünleri, kremamsı yumuşak kıvamları ve daha esnek yapıları sayesinde Baumit StarTex Donatı Filesi üzerinde daha homojen, pürüzsüz ve dayanıklı bir yüzey oluşturuyorlar. Bir mantolama yapıldığında aynı harçla hem ısı yalıtım levhasını yapıştırılabiliyor hem de ısı yalıtım levhasının sıvanması işlemi yapılabiliyor. Yani çok fonksiyonlu ürünler aynı torba içinde birleştiriliyor. Aynı zamanda son yüzey, kıvamından dolayı çok pürüzsüz ve homojen olduğundan bir sonraki uygulamalara da harika bir zemin oluşturuyor. Ayrıca söz konusu ürünleri yenilerken doğal olarak formülleri de değişti ve çok daha düşük karbon emisyonu olan çimento ve katkılarla üretiliyorlar.

İnovasyon Merkezi’nin geliştirdiği son ürünlerden biri olan “Baumit CrystalSet”, kullanıma hazır ilk mineral son kat kaplama CrystalTop ile CrystalActivator astardan oluşuyor. Cephelerin, binalar için koruyucu bir kalkan olmasının yanı sıra renk seçimi ve tasarımı ile her yapının kendi benzersiz karakterini belirlediğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki cepheler, yapıların yüzleridir. Fakat yıllar geçtikçe canlılıklarını kaybedebiliyor ve renkler grileşebiliyor. Bunun sebebi sıradan son kat kaplamaların polimer bağlayıcılar içermesi. Bu polimer bağlayıcılar termoplastik özellikteler. Yani sıcaklık yükseldiğinde yumuşuyor ve yapışkan bir hale geliyorlar. Bilindiği üzere yaz günlerinde cephe yüzey sıcaklığı 60° C’ye kadar yükselebiliyor. Havadaki ince toz ve kir partikülleri bu yumuşak ve yapışkan yüzeye kolayca tutunuyor ve bir süre sonra cephe temiz ve canlı görünümünü kaybediyor. CrystalSet ile birlikte, son kat kaplamalardaki termoplastik bağlayıcıları benzersiz doğal kristal bağlayıcılarla yeniledik. Bu mineraller mükemmel kir direncine ve yüksek nefes alma kabiliyetine sahip, kristal sertliğinde son derece dayanıklı bir yüzey oluşturuyor. Kir ve toz parçacıkları cepheye nüfuz edemiyor, rüzgar veya yağmurla birlikte cephenin yüzeyinden uzaklaşıyor. Bu sayede cepheler uzun yıllar temiz ve canlı kalıyor. CrystalTop ürünümüz gerçekten çok yenilikçi bir ürün. Çünkü alışkın olunan şey, mineral son kat dekoratif kaplama ürünlerinin kraft torbalar içinde tüketiciye sunulmasıydı. Mineral bir ürün olan CrystalTop ise ilk defa kovanın içinde piyasaya sunuldu. Ürün lansmanında biz de heyecanlanmıştık.

4) Bu inovatif çalışmalarınız, yeni ürünleriniz pazarda karşılık buluyor mu? Avrupa ve diğer pazarlarla da kıyaslarsak Türkiye pazarında ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Türkiye ve Avrupa’da tüketicilerin beklentilerinde farklı dinamikler olsa da genel olarak inovatif ürünlere ilgi her geçen gün artıyor. Çünkü hayatımız artık değişiyor. İnsanlar çok daha fazla sağlıklarına ilgi gösteriyorlar, spor yapmaya çalışıyorlar. Organik ürünlere talep artıyor. Bu kapsamda tüketicinin beklentileri değişiyor.

Diğer taraftan inşaat sektörü ülkemizde olduğu kadar dünyada da geleneksel yöntemlerin ağırlıklı tercih edildiği bir sektör olarak dikkat çekiyor. Yeniliklere karşı farklı reaksiyonlar veriliyor. Ülkemizde ise yeni ürünlere biraz mesafeli davranılıyor. Ürünün birçok yerde kullanılmış olması önemli bir kriter oluyor. Ve tabii işin içine maliyet girdiğinde, yeni ürünlere Avrupa’daki kadar hızlı reaksiyon verilemiyor. Türkiye çok büyük bir pazar olmasına rağmen fiyata karşı çok hassas ve artık ucuz bir pazar da değil. Özellikle işçilik maliyeti her geçen gün inanılmaz artıyor. Mesela mantolama uygulamalarında işçilik, malzeme fiyatını geçti. Mantolamada marka seçim sürecinde işçilik maliyetleri malzemenin çok daha önünde. Geçmiş dönemde malzemeyle farklılaşmak mümkündü. Fakat artık malzeme tarafında fark yaratılamıyor. Yüzde 60 malzeme, yüzde 40 işçilik maliyeti bugün neredeyse yüzde 70 işçiliğe döndü. Dolayısıyla bu da inovasyon yapan firmalar için değerli bir gelişme. Doğal bir seleksiyona yol açtı ve artık inovasyon önemli hale geldi. Malzeme işçilik kadar önemli. Çünkü malzemenin fiyatı aşağı yukarı tüm firmalarda benzer. O yüzden tüketici inovatif, sürdürülebilirliğe önem veren firmaları seçiyor. Soruya gelecek olursak, Türkiye’nin inovatif ürünlere yaklaşımında tek bir baskın özelliği var, o da ürünlerde tabiri caizse “kilometre istemesi”... Avrupa’ya göre reaksiyon süresi biraz daha fazla. Ama bu noktada da Baumit Türkiye olarak süreçleri hızlandırmaya, yeni ürünleri tanıtmaya, inovasyon ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmaya gayret ediyoruz. Yapı sektörü profesyonellerinin gelişimine destek olmak amacıyla Baumit Akademi Yollarda kapsamında Türkiye’nin her noktasına ulaşıyor, yeni inovasyonlarımız, sistemlerimiz ve ürünlerimiz hakkında teknik bilgiler aktarıyor ve interaktif uygulamalar gerçekleştirerek katılımcı sayısına bakmaksızın eğitimler düzenliyoruz. Sonuçta kullanıcı da ürünlerin sağladığı tasarrufu ve konforu canlı olarak gördüğünde pazarda hızlı bir kabul süreci başlıyor. Örneğin ALL IN Beton’u piyasaya sürdüğümüzde Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da bir satış patlaması yaşamadık ama ciddi bir farkındalık ve kabul süreci oluştu. Bu ürünler yakın bir gelecekte muhakkak sektörün odağı haline gelecek. Hiç kimse bu inovatif ve sürdürülebilir, performansı yüksek ürünlerin karşısında duramayacak, sektör de kullanmak zorunda kalacak. Çünkü artık yapı sağlığı, insan sağlığı ve çevre çok önem kazandı.

Resim Başlığı

5) Yeni ürünlerin pazara sunulma sürecinde hukuki, teknik ve yasal anlamda engellerle karşılaşılıyor mu? Nedir bunlar, özetleyebilir misiniz?
Bu süreç kendi içinde pek çok zorluğu da barındırıyor. Çünkü inşaat sektörü teknik olarak karmaşık ve regülasyonlarla sıkı denetlenen bir alan. Bir takım hukuki engeller, mesela fikri mülkiyet hakkı var. Yani geliştirilen ürün, ambalaj veya tasarım asla başka bir kurumun ürününü, markasını ihlal etmemeli, onlarla çakışmamalı. Dolayısıyla çok iyi bir altyapı taraması gerektiriyor. Bir takım sözleşmesel yükümlülükler de var. Çünkü ürünü geliştirirken üçüncü taraflar da işin içine dahil oluyor. Bu bazen bir makine üreticisi, bazen bir ambalaj imalatçısı veya bir kimyasal üreticisi olabiliyor. Ya da ürettiğiniz malzemenin taşeronu, distribütörü, tedarikçisi olabiliyor. Dolayısıyla daha formül geliştirme aşamasında nelerin kapsam içinde olacağı, hangi anlaşma ve sözleşmeler yapılacağı belirlenmeli. Fiyat oluştururken bile bunlar bağlayıcı hale gelebiliyor. Dolayısıyla işin sözleşmesel yükümlülükleri var.

Bir başka önemli konu rekabet hukuku. Piyasada dominant kurumlar varsa bu durumu kötüye kullanıp kullanmadıklarının da denetleniyor ve araştırılıyor olması lazım. Aksi takdirde bu kısımda yine yasal sorunlarla karşılaşılabilir. Bunların dışında bir takım teknik engeller de mevcut. Bazen üretilen yeni ürün maalesef Türkiye’deki lokal standartlara cevap veremeyebilir. Bu sefer de ürün piyasaya sunulurken hangi standart çatısı altında test edilip onaylatılacağının karmaşası yaşanabilir. Ürünün standardizasyonu mutlaka lokal bir standarda veya uluslararası bir standarda uygun olmalı. Bu başlıkta da tabii pek çok test ve kabiliyet devreye giriyor. Bunlar ağırlıkla dayanım testleri, ısıyla yaşlandırma testleri, donma çözünme testleri oluyor. Kabiliyet olarak laboratuvarlarınızın da bunlara uygun olması gerekiyor. Teknolojik açıdan aynı anda bu kadar çok standarda cevap verecek hale gelmeniz önemli. Yani pek çok farklı ürünün testi için farklı iklimlendirme ve farklı test cihazıyla cevap verilebiliyor olunmalı. Bütün bunları yaparken tabii kalite güvence sistemleri de şart. Aksi takdirde bu kadar çok şey yönetilemez hale gelir.

Teknik olarak bir başka önemli parametre de teknik dokümantasyon yapısı. Yani, teknik bilgi föyleri ve güvenlik bilgi formlarını düzgün oluşturmak ve ihracat yaptığınız ülkenin diline çevirmek zorundasınız. Ve mutlaka mevzuatlara göre güncelliklerini takip etmek zorundasınız. Yani bir kere oluşturulan bir şey değil, yaşayan sistemler.

Sözleşmeler, yasal düzenlemeler ve regülasyonlara da önemli... Çevre sağlığına uygunluk en önemli konulardan bir tanesi oldu. Bunun bir bacağı üretim yerinde yaptığınız faaliyetler, diğeri de reçeteleriniz içinde kullandığınız hammadde ve kimyasalların, yani kimyasal kayıtların değerlendirilmesi, izlenmesi ve kısıtlanması. Bu kapsamda ürünlerin içeriğinin beyan edilmesi gerek. Yine tehlikeli madde sınıflandırması kapsamında mevzuat sıkça taranmalı. Değişiklik olup olmadığı takip edilmeli. Üretilen ürünün taşıma, transfer politikaları, mevzuatı, regülasyonları da mutlaka takip edilmeli. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’ne uygun olarak sistemde kaydedilen tüm ürünlerin CE işaretleri istendiğinde belgeleri hazırlamak ve güncellikleri sağlanmak zorundayız. Tüketici de torbanın üzerindeki bilgilerle bilgilendirilmek durumunda. Bu bazen içeriğine koyduğunuz herhangi bir hammaddenin belirli konsantrasyonlarda cilde verebileceği zarardan tutun da temas halinde kullanmak zorunda olduğu kişisel koruyucu donanımına kadar içermeli. Bunlar atlanıyorsa, iş yapış şekillerinde, inşaatlarda, şantiyelerde son derece hayati sıkıntılara sebep olabilir.

Tabii ki sürecin nasıl yönetileceğini biliyor olmak, doğru insanları doğru yerlere konumlandırmak ve gerektiğinde iç veya dış danışmanlardan yardım almak gerekli. Ayrıca Ar-Ge süreçlerinde ürünün formülasyon veya tasarım aşamasında hangi kimyasalı kullanıp hangi konsantrasyonda besleme yapılacağı uluslararası standartlar kapsamında değerlendirilip, hangi taraflarla hangi testlerin ne sıklıkta yapılacağını bütçelemek işin sırları arasında. Son bir önemli unsur da dokümantasyon yapısı içine saha geri bildirimlerinin koyulması gerektiği. Oralardaki talep ve istekler bizler için çok değerli.

Resim Başlığı

6) Ülkemizdeki yapı malzemeleri sektörünün inovatif çalışmaları hakkındaki yorumunuz nedir? Sektörün inovasyona yaklaşımı ne?
Türkiye’de sektörün inovasyona bakışı ve yaklaşımı son yıllarda belirgin ölçüde değişti. Fakat bu doğal olarak her kesimde olmuyor. Uluslararası oyuncuların bu kapsamda daha etkin olduğu bir gerçek. Söz konusu firmaların inovasyona bakış açıları biraz daha farklı oluyor. Çok değerli KOBİ’lerimiz var. Fakat önlerinde maliyet, sert fiyat rekabeti gibi sıkıntılar nedeniyle inovasyonu çok ön plana alamıyorlar. Diğer taraftan uluslararası firmalara konuya önem vermesinin bir nedeni de Avrupa pazarında günden güne sıkılaşan regülasyonlar, yasal zorunlulukların artması.

Türkiye’de inovasyon artık sadece üründe değil dijital anlamda ve yapı bilimi kapsamında da önemli oldu. Bence inovasyon bir şirketin tek başına sahipleneceği, tek başına üzerine alacağı bir yük değil. Tasarımcısından malzeme üreticisine, mühendisinden müteahhidine kadar tüm ekosistemin işi sahiplenmesi gerek. Her bir unsurun katıldığı bir ekosistemde kalıcı bir dönüşümden ve kalıcı bir inovasyon gelişiminden söz edilebilir.

7) Önümüzdeki dönemde görebileceğimiz yenilikçi ürünleriniz hakkında kısa bilgiler veya ipuçları paylaşabilir misiniz? Ne üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
Çalışmalarımız aslında Baumit Viva Park’taki bilimsel çıktılara paralel ilerliyor. Ayrıca geleceği de odağımızda değerlendiriyoruz. Geleceğin doğru kurgulanması ve geleceğe düzgün bir projeksiyon tutulması lazım. Bu kapsamda ne insanlık ne de çevre adına maalesef pek iç açıcı bir durum göremiyoruz. Mesela demografik yapı çok hızlı değişiyor. Hem dünyada hem Türkiye’de nüfus hızla yaşlanıyor. Genç çalışan sayısı azaldığından yaşlı nüfus iş yükünü üstlenmek zorunda kalacak. Yaşlanan nüfusun inşaat gibi fiziksel güç gerektiren işlerde çalışması karşılaşılabilecek sorunlardan biri. Diğer taraftan çok ciddi bir şehirleşme hızı var. Herkes şehirlerde yaşamak istiyor. Bugün dünya nüfusunun yüzde 55’i şehirlerde yaşıyor ama bu gidişle 2050’de bu oranın yaklaşık yüzde 70’lere çıkması bekleniyor. İklim değişikliği ve küresel ısınma da bu kapsamda göz önünde bulundurulması gereken önemli unsurlardan biri. Kısaca ısınan bir dünyada çok daha kalabalık şehirler çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacak ve bu da sera gazı emisyonunu daha da artıracak. Karbon emisyonu aşırı ısınmayı tetikleyecek, aşırı ısınma karbon salımını artıracak... Nüfus artışı, şehirleşme ve küresel ısınma tam bir kısır döngü yaratıyor. Baumit olarak biz de bu pek iç açısı olmayan verilerden yola çıkarak emisyon azaltımına katkı sağlayacak ürünler geliştirmeye gayret ediyoruz. 2030 yılına kadar karbon emisyonlarımızı yüzde 20 civarında düşürme hedefimiz var. Tüm ülke organizasyonlarımız ve departmanlarımız bu hedefe odaklı şekilde iş yapıyor. Dolayısıyla geliştireceğimiz ürünler de karbon emisyonlarını düşürmek için yaptığımız çalışmalara paralel ilerleyecek. Bu problemlere çözüm olacak ürünlere odaklanacağız. Yani şehirleşme artacak, küresel ısınma artacak, nüfus yaşlanacak, iş yapabilme kabiliyeti azalacak. Biz inşaat ve şantiye işlerini eğer bugünkü tarzda yapabileceğimizi hayal ediyorsak büyük bir yanılgıya düşeriz. Bilimsel parametrelere ve istatistiklere dayanarak daha fazla sistem, daha fazla otomasyon, daha çevreci ürünler olacak. Yani artık ürünün ötesine geçmek lazım, sadece yeni bir üründen bahsetmem mümkün değil. Yeni sistemlerden, yeni fikirlerden, yeni makinelerden bahsetmek şart.

8) İnşaat sektörüyle ilgili değerlendirmelerinizi alsak... 
İnşaat sektöründe sadece Türkiye’de değil küresel ölçekte de özellikle pandemi sonrası tedarik zincirinin bozulmasıyla birlikte hammadde fiyatlarında çok ciddi sorunlar yaşandı. Bu baskı belli oranda da olsa hala devam ediyor. Ayrıca nitelikli iş gücü eksikliği günden güne kendini hissettiriyor. Bu, sektörün önemli sorunlarından biri ve bu demografik yapı değişimi ile birlikte daha da büyük bir sorun haline gelecek gibi gözüküyor. Fakat bu da sadece Türkiye’nin değil birçok ülkenin problemi. Yaka rengi fark etmeksizin nitelikli iş gücü artık kolay bulunamıyor. Diğer taraftan enerji verimli projeler, yeşil bina sertifikasyonları, kentsel dönüşüm süreçleri özellikle sektörümüz için gerçekten büyük fırsatlar barındırıyor.

TS825’teki revizyon ise özellikle ısı yalıtımı sektöründe ciddi bir hareketlenme yarattı. Uzun yıllardır beklenen düzenlemeyle artık ısıtma kadar soğutma yükü de dikkate alınıyor. Ve ülkedeki 4 iklim bölgesi yerine artık 6 iklim bölgesi üzerinden hesaplamalar yapılıyor. Kısaca soğuk bir coğrafyadaki Erzurum’da zorunlu olan ısı yalıtımı kadar sıcakların yoğun yaşandığı Antalya’da da ısı yalıtımı konuşuluyor. Çünkü son yıllarda kullanımı iyice artan soğutmanın ısıtmadan iki misli daha pahalı olduğu anlaşıldı. Enerji Kimlik Belgeleri de bu doğrultuda B, hatta A sınıflarına evrilecek. Bu revizyonlar sayesinde Türkiye’nin cari açığındaki en önemli soru olan enerji faturaları ciddi oranda azalacak. Hem ülkemizin ödediği enerji faturaları hem de hane halkının ödediği faturalar düşecek. Bu sayede ülkemize çok önemli yatırımları yapma fırsatımız artacak.

Dünya son 100 senede, 100 bin senede ısındığından çok daha fazla ısındı. 2050’ye kadar amaç bu ısınmayı en düşük seviyelerde tutmak olmalı. Çünkü yaratacağı sorunlar çok büyük. Bu mücadele de sadece ülkelerin, devletlerin, şirket veya belediyelerin değil, bizlerin, yani bireylerin de sorumluluğunda. Bireysel olarak yapılabilecek işlerin başında ise ısı yalıtımı geliyor. Mücadele, sadece ışıkları kapatmakla, televizyonun fişini çekmekle değil, doğru ısı yalıtımını doğru uygulayıcıyla, doğru kalınlıklarla yaparak mümkün. Çünkü ısı yalıtımı dün bir tercihti ama bugün bir zorunluluk.

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Resim Başlığı

Şantiye® Dergisi ve Dijital Platformları
Daha iyi yapılar için...
11 Aralık 2025


Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®... 
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...

Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır... 
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...

BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR... 

İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...

Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor. 

Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın... 

Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Urtim, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.

ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz. 

 E Dergi
 E Dergi
 E Dergi
  • AJANDA
  • 10 Soruda “TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı ve Güncel Düzenlemeler”

    15 Aralık 2025 - 13.30

  • 10 Soruda İnşaat Sektörü 2025’i Nasıl Geçirdi; 2026 ve Sonrasından Ne Bekleniyor?

    1 Aralık 2025 - 11.00

  • 10 Soruda XPS Yalıtım Malzemesi

    6 Kasım 2025 Perşembe

  • 10 Soruda “Püskürtme Betonun Tünel Güçlendirmede Kullanımı”

    31 Ekim 2025 - 10.30

  • 10 Soruda "Yapısal Güçlendirme"

    31 Ekim 2025 - 14.30

BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN

Şantiye Dergisi

HAKKIMIZDA

İNŞAAT sektörünün buluşma noktası ŞANTİYE®, “GÜVEN”i temsil eden “BASILI BİR YAYIN” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla yapı sektörünün en önemli iletişim platformlarından ve veri kaynaklarından biri olmaya DİJİTAL ORTAMLARDA DA devam ediyor... 1988'den bu yana basılı yayıncılıkta olduğu gibi...

KURUMSAL

  • Hakkımızda
  • Künye & Abonelik
  • Kişisel Veriler Aydınlatma Metni

KATEGORİLER

  • Haberler
  • Teknik
  • Röportaj
  • Ürün & Sistem
  • Proje
  • Makale
  • Rapor
  • Güncel
  • Ajanda

© 2024 santiye.com.tr - Tüm hakları saklıdır.

  • Anasayfa
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Koşulları
  • İletişim
  • Kişisel Veriler Aydınlatma Metni