Seequent, daha güvenli ve daha verimli jeoteknik projeler için çözümler sunuyor...
Zor jeolojik şartlarda inşa edilen Yusufeli Barajı’nın yapım sürecinde kullanılan Entegre Dijital Modelleme, projenin başarısında dönüştürücü bir etki yarattı...
Seequent, farklı yer bilimi verilerinin bütüncül bir yaklaşımla yorumlanmasını mümkün kılarak ekiplerin yer altını daha iyi anlamasına yardımcı olur. Kritik kararların alınmasına destek olan Seequent, jeoteknik projelerin daha güvenli ve verimli bir şekilde yönetilebilmesine imkân tanır.
Devam Eden Sorunlar
Dünya genelinde büyük ölçekli altyapı projeleri, bütçe aşımları, gecikmeler ve beklenmeyen zemin koşullarından doğan kaynak tahsisleri nedeniyle giderek daha fazla sorgulanmaktadır. Yer altının anlaşılmasının önemi yıllardır vurgulanmasına rağmen, istatistiklere bakıldığında farklı bir manzara görülmektedir. Altyapı projelerinin performansına yönelik küresel ölçekteki araştırmalar, bu zorlukların üstesinden gelmek adına yeterli ilerlemenin sağlanamadığını ortaya koymaktadır.
HKA tarafından hazırlanan bir rapor, dünya genelinde incelenen 1800’den fazla projede toplamda 91 milyar ABD doları değerinde uyuşmazlık tespit edildiği ve bu projelerde talep edilen ek sürelerin toplamda 876 yılı aştığını ortaya koydu. İklim hedefleri, yaşlanan altyapılar ve artan kentleşme nedeniyle altyapı yatırımlarının artmasıyla birlikte, risklerin daha iyi yönetilmesi ve projelerin öngörülebilir şekilde yürütebilmesi artık daha da büyük önem arz etmektedir.
Türkiye’nin Büyüyen Altyapı Hedefleri
Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye, iddialı hedeflerine paralel olarak hidroelektrik santralleri, otoyollar, tüneller ve barajlar gibi büyük altyapı projelerine yönelik yatırımlarını hızla artırıyor. Türkiye’nin karmaşık ve çeşitli jeolojik yapısı, bu projeler için hem fırsatlar hem de önemli mühendislik zorlukları yaratmaktadır.
Türkiye’de yürütülen altyapı projeleri, zorlu topoğrafya, değişken jeolojik koşullar ve iklim değişikliği ile birlikte artan yükümlülükler gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle güvenliği ve verimliliği artırmak isteyen Türkiye, modern jeoteknik yaklaşımların ve ileri modelleme tekniklerinin projelerin yaşam döngüsü boyunca etkin biçimde kullanılmasını önceliklendirmelidir.
Birçok projede jeolojik, jeofizik ve jeoteknik verilerin birbirinden kopuk sistemlerde depolanması, bu verilerin etkili bir şekilde yorumlanmasını, paylaşılmasını ve sahada meydana gelen değişikliklere hızla yanıt verilmesini zorlaştırmaktadır.
Jeoteknik Süreçlerde Süregelen Zorluklar
Jeoteknik alanında faaliyet gösteren uzmanlar, zemin koşullarının proje başarısındaki kritik rolünü uzun zamandır kabul etmektedir. Ancak yeterince önem verilmeyen zemin koşulları, karşılaşılan zaman kaybı ve maliyet artışlarının en sık gözlemlenen nedenlerinden biridir.
Bu durum çoğunlukla veri toplama süreçlerinin birbirinden kopuk olmasından, jeoteknik verilerin tasarım süreçlerine yeterince entegre edilememesinden ve ekipler arası ortak anlayış eksikliğinden kaynaklanır. Birçok projede jeolojik, jeofizik ve jeoteknik verilerin birbirinden kopuk sistemlerde depolanması, bu verilerin etkili bir şekilde yorumlanmasını, paylaşılmasını ve sahada meydana gelen değişikliklere hızla yanıt verilmesini zorlaştırmaktadır.
Şartların hızla değiştiği ve hassasiyet gerektiren büyük ve karmaşık projelerde bu kopukluk, verimlilik düşüşlerine, iletişim sorunlarına ve güvenlik risklerine yol açmaktadır.
Yusufeli Barajı: Zorlu Jeolojik Koşullarda Gerçekleşen Bir Mega Proje
Türkiye’nin kuzeydoğusunda, Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen Yusufeli Barajı, zorlu jeolojik koşullarda yürütülen büyük ölçekli bir mühendislik projesinin en somut örneklerinden biridir. 275 metre yüksekliğe sahip çift eğrilikli beton kemer barajı, 558 MW kurulu güce sahiptir ve dünya çapında bu tipteki beşinci en yüksek barajdır.
İnşaat süreci 2013 yılında, 480 metrelik dik yamaçlarda kapsamlı kazı ve tünel açma çalışmalarıyla başladı. Baraj gövdesi inşa edilmeden önce çok sayıda erişim tünelinin ve yer altı yapılarının kazılması gerekti. Sürecin her aşamasında kararları yönlendirecek kapsamlı ve esnek bir jeoteknik modelleme çalışması proje açısından hayati öneme sahipti.
İlk tünel çalışmaları sırasında öngörülen zemin koşulları ile sahada gözlemlenen koşulların örtüşmediği görülünce, proje ekibi jeolojik, jeoteknik ve jeofizik verileri bir araya getirmek için 3B modelleme yöntemlerine yöneldi. Sondajlar ve açılan tünellerden elde edilen veriler ve sismik ölçümlere dayanarak tutarlı bir model oluşturuldu, sonrasında ise elde edilen verilerle model iyileştirilmeye devam edildi.
Dinamik Jeoteknik Süreç Yönetimi
Bu karmaşık süreci yönetebilmek için Yusufeli projesinde Seequent’in modelleme teknolojisi ile desteklenen dijital bir iş akışı benimsendi. Ekip sondaj ve saha çalışmalarından elde edilen verileri, jeofizik raporlar, haritalar ve çeşitli Excel kayıtlarını bir araya getirerek Leapfrog Works’e entegre etti.
Başlangıçta merkezi bir veri platformu bulunmamasına rağmen, Leapfrog’un modelleme iş akışları 3B modelleme süreci için güçlü bir temel sundu. İlerleyen aşamalarda Seequent Central yazılımı devreye alınarak, model bulut tabanlı ortamda paylaşıma açıldı ve proje paydaşları arasında gerçek zamanlı iş birliği sağlandı.
Sayısal Veriden Tasarıma
Oluşturulan 3B model, kazı planlaması, şev tasarımı ve enjeksiyon stratejileri gibi pek çok konuda kritik kararların alınmasına yardımcı oldu. Tünel ve kazı çalışmalarından elde edilen veriler kullanılarak yeterli sertliğe sahip olmayan bölgeler ve önemli fay zonları tespit edilerek modellendi ve proje ilerledikçe yeni veri girişi ile birlikte model güncellenmeye devam edildi. Bu yaklaşım, mühendislik tasarımlarının da gelişen modele paralel şekilde güncellenmesini mümkün kıldı.
Sismik çapraz kuyu ölçümleri gibi sayısal verilerin modellerle entegre edilmesi sayesinde kaya kütlesi sertliği gibi parametrelerin istatistiksel analizi mümkün oldu. Bu analizler, özellikle çok aşamalı enjeksiyon programının planlanmasında kritik rol oynadı.
Enjeksiyon öncesi ve sonrası sondaj ve saha çalışmaların konumları geliştirilen modele göre belirlendi. Bu yaklaşım ekiplerin enjeksiyon sonrası zemin sertliğini doğrulamasına olanak sağladı. Enjeksiyon sonrası oluşturulan model, baraj tasarımına yönelik sonlu elemanlar yöntemi kullanılan analizlere girdi olarak kullanıldı. Rezervuar dolumu sırasında ölçülen yer değiştirme verileri ile öngörülen verilerin birbiri ile oldukça uyumlu olduğu ve ±%10’luk hata payı sınırları içerisinde yer aldığı görüldü.
Baraj zeminine ait 3B model (üstte)
Baraj sahasındaki kazı tabanının model üzerinde gösterimi (üstte)
Enjeksiyon aşamasının model üzerinde gösterimi (üstte)
Ortak Platform, Ortak Anlayış
Yusufeli Barajı örneği, entegre dijital modellemenin proje başarısındaki dönüştürücü etkisini açıkça ortaya koydu. Yerel olarak yönetilen bir model ile başlayan süreç, birden fazla paydaşın erişebildiği merkezi bir iş birliği platformuna dönüştü.
İlk etapta statik görüntüler ve kesitler oluşturmak için kullanılan model, Seequent Central entegrasyonuyla tasarımcıların ve mühendislerin ortak bir hedef doğrultusunda çalışabildiği paylaşımlı bir ortama evrildi. Bu sayede ekipler 3B model üzerinde görsel çıktı almanın yanı sıra iş birliği halinde inceleme yapma ve verileri gerçek zamanlı olarak değerlendirebilme imkânı buldu. Bu da proje boyunca veri odaklı kararlar alınmasını ve karar alma sürecinde şeffaflığı sağladı.
Farklı analiz araçları ile uyumluluğu sağlamak adına bazı özel çözümler gerekmiş olsa da Leapfrog Works’ün verileri birçok formatla dışa aktarabilme yeteneği, tüm tasarım disiplinlerinin aynı veri seti üzerinde çalışabilmesine imkân verdi. Birçok ekibin aynı anda model üzerinde çalışabiliyor olması, ekipler arasındaki iletişim kopukluğunun önüne geçerek paylaşımlı modeli projenin başarısında önemli bir yere konumlandırdı.
Geleceğin Jeoteknik Projelerine Hazırlık
Türkiye gibi birçok ülkede altyapı yatırımları büyürken, jeoteknik süreçlerin modernleşmesi kritik bir ihtiyaç olarak ön plana çıkmaktadır. Risklerin azaltılması, maliyetlerin kontrol altına alınması ve tasarım kararlarının güvenilirliği adına veri odaklı, iş birliğine açık ve gerçek zamanlı modelleme yetenekleri vazgeçilmez hale geldi.
Seequent’in jeoteknik çözümleri OpenGround, Oasis montaj, Leapfrog Works, Central ve GeoStudio, uzmanlara yeraltının belirsizliğinden doğan riskleri yönetebilmeleri adına güvenilir araçlar sunmaktadır. Kesintisiz iş birliğinin sağlanması, farklı veri kaynaklarının entegre edilmesi ve tek bir bilgi kaynağının oluşturulmasına imkân veren Seequent altyapı projelerinin daha güvenli ve verimli şekilde yönetilmesini desteklemektedir.
Altyapı projelerinin giderek daha karmaşık hale geldiği bu dönemde, projelerin karmaşıklığına uyum sağlamak adına yer altını doğru anlamak artık bir tercih değil, gereklilik olarak kabul edilmektedir. Seequent’in entegre jeoteknik iş akışları sayesinde mühendislik ekipleri bu zorluklara çok daha hazırlıklı şekilde karşılık verebilmektedir.
Seequent'in jeoteknik çözümleri ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için QR kodu taratabilirsiniz
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
2 Ağustos 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.