Kamu yatırımları kapsamında hayata geçirilen altyapı ve üstyapı projelerinde müteahhitlik anlayışı giderek teknik yeterlilikten uzaklaşmakta ve mühendislik bilgisi yalnızca formal bir imza sorumluluğuna indirgenmektedir. Bu durum, mühendisliği kurumsal olarak yalnızlaştırmakta; kamu kaynaklarının etkin kullanımı, yapı güvenliği ve mesleki etik ilkeler açısından ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
YAZAN: Selim Rıdvan GÜNGÖR - Proje ve Yönetim Danışmanı / İnş. Müh. / Office SRG
Türkiye’de kamu eliyle yürütülen inşaat projeleri -yollar, köprüler, kamu binaları, hastaneler, okullar ve altyapı sistemleri- devletin bütçesinden karşılanan, stratejik öneme sahip yatırımlardır. Bu projelerin büyük bölümü 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde yürütülür. Ancak ihaleye dayalı bu sistemde, teknik yeterlilikten ziyade mali kriterlerin öncelikli hale gelmesi, inşaat mühendisliğini karar alma zincirinde pasif bir figür haline getirmektedir. İhale sürecinde “en düşük fiyat” yaklaşımı, müteahhitleri maliyet düşürmeye yönlendirirken; mühendislerin teknik önerileri çoğu zaman “maliyet artırıcı unsur” olarak değerlendirilmektedir.
Teknik Bilginin Geri Plana Atılması ve Mühendislik Rollerinin Zayıflaması
Kamu ihalelerinde teknik şartnameler ve projeler genellikle idare tarafından hazırlanmakta veya dışarıdan hizmet alınarak oluşturulmaktadır. Ancak uygulama aşamasında, mühendislik bilgisi sistematik biçimde devre dışı bırakılmaktadır. Yüklenici firma işi alt yüklenicilere devretmekte, teknik ekip çoğu zaman sadece evrak üzerinde sorumluluk taşıyan, ancak uygulamaya müdahale imkânı olmayan bir pozisyonda kalmaktadır. Mühendislerin önerileri dikkate alınmamakta, hatta proje teslim tarihlerinin baskısı altında mühendislik kararları hızla geçiştirilmektedir. Teknik bilgi, karar süreçlerinden dışlanarak yalnızlaşmaktadır.
İhale Sistemi ve Mühendislik Etiği Arasındaki Gerilim
Kamu ihalelerinde en düşük fiyat esaslı sistem, mühendisliği ve kaliteyi ikincil plana itmektedir. Mühendislik disiplinleri işin en başında devreye girse de, ihale ve uygulama aşamasında maliyet/süre baskısıyla devre dışı kalmaktadır. Mühendis, kimi zaman projenin doğru uygulanmasını savunduğunda “işi yavaşlatan”, “bütçeyi zorlayan” kişi olarak görülmekte ve dışlanmaktadır. Bu ortamda mühendislik etiği ile ticarî gerçeklik arasında sert bir çatışma doğmaktadır. Teknik kalite, güvenlik, uzun ömür gibi kriterler yerine “işi teslim et, geç” mantığı hâkim olmaktadır.
Sembolik Teknik Sorumluluk ve Denetim Zaafiyeti
Kamu projelerinde mühendislerin imza sorumluluğu vardır, ancak fiilen karar alma yetkisi çoğu zaman bulunmaz. Bu da mühendisliği sembolik hâle getirir. Yapılan her işlem teknik onaydan geçmeli gibi görünse de, teknik kararlar çoğu zaman müteahhit ya da işveren temsilcisi tarafından şekillendirilir. Mühendis, yalnızca olası bir problemde sorumlu tutulacak kişi konumuna düşer.
Denetim sistemi de benzer şekilde zaaf içindedir; bağımsız denetim uygulamaları yeterince güçlü değildir, kurum içi denetim mekanizmaları ise çoğunlukla göstermeliktir.
Mühendisliğin Yalnızlaşmasının Sonuçları: Kamu Zararları ve Kalite Kayıpları
Teknik bilginin karar süreçlerinden dışlanması, mühendisliğin yalnızlaştırılması ile doğrudan ilişkilidir. Bu yalnızlık; kamu projelerinde işin gereğinden uzun sürmesine, teknik hatalara, eksik imalata, revizyonlara, ek bütçe taleplerine ve hatta yapısal risklere neden olmaktadır. Sayıştay raporları birçok projede benzer kalemlerde tekrar eden kamu zararlarını ortaya koymuştur. Kamu yatırımlarının sürdürülebilirliği, bu teknik yalnızlaşmanın aşılmasıyla mümkündür. Aksi takdirde hem mali kaynaklar boşa harcanmakta hem de toplumsal güvenlik tehlikeye atılmaktadır.
Mühendisliği Kamu Projelerinde Karar Süreçlerine Geri Döndürmek
Bu sorunun çözümü, mühendisliğin sahadaki varlığını güçlendirmekle değil, karar mekanizmasına geri döndürmekle mümkündür. Öneriler şunlardır:
- Kamu ihalelerinde sadece mali teklif değil, teknik yeterlilik puanı da belirleyici olmalıdır.
- Proje uygulama süreçlerinde mühendisler sadece sorumluluk taşıyan değil, karar veren konuma getirilmelidir.
- Teknik şartnamelerin hazırlanması ve değerlendirilmesinde meslek odaları ve bağımsız uzmanlar daha aktif rol almalıdır.
- Denetim mekanizmaları kurumsal olarak güçlendirilmeli, mühendislik denetimi bağımsızlaştırılmalıdır.
- Mühendislik etik kurallarına uyum sözleşmesel ve idari bir zorunluluk haline getirilmelidir.
Sonuç
Kamu ihaleli projelerde inşaat mühendisliğinin karar mekanizmalarından dışlanması, sadece meslek itibarı açısından değil, kamu kaynaklarının verimliliği ve yapısal güvenlik açısından da kritik bir sorundur. Teknik bilgi, maliyet kaygıları ve sürelere feda edilmekte, mühendislik yalnızlaştırılmaktadır. Bu yalnızlaşma sürdüğü sürece, kalite kaybı, kamu zararı ve yapısal riskler artmaya devam edecektir.
Mühendisliğin yeniden karar süreçlerine entegre edilmesi, sadece projelerin teknik başarısı için değil, kamu güvenliği, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından da zorunludur.
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
28 Eylül 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, Nexans, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.