Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, ardından web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 Soruda” isimli canlı yayın serimizin 6 Kasım 2025 Perşembe günkü konusu “XPS Yalıtım Malzemesi”, konuğu ise Ravago Bina Çözümleri XPS Ürün Grubu Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhun Kurt oldu. Kurt programda, XPS ısı yalıtım malzemesiyle ilgili teknik bilgileri; söz konusu malzemenin yapıların hangi bölümlerinde, ne amaçla kullanıldığını; diğer yalıtım malzemelerine kıyasla ne tür avantaj ve dezavantajlara sahip olduğunu; kullanıcıya, tasarımcıya, uygulamacıya ve çevreye ne tür katkılar sunduğunu; XPS ısı yalıtım malzemesiyle ilgili yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin ne yönde ilerlediğini; ısı yalıtımının önemini; pazarla ile ilgili güncel bilgileri ve inşaat sektörü hakkındaki değerlendirme, görüş ve önerilerini Şantiye® okurlarıyla paylaştı.
* BU ÖZEL İÇERİĞİ, ŞANTİYE TV'DEN VE ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ
1) XPS Isı Yalıtım Levhası hakkında bilgi alabilir miyiz? Temel işlevi nedir, ne zamandır hayatımızda?
Ekstrüde Polistiren Köpük, yani kısaca XPS, 1940’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilmeye başlanan bir malzeme. Dow Chemical tarafından askeri amaçlı yüzdürücü bir ekipman olarak tasarlanmış, nehir geçişlerinde askeri ekipmanın ve ağır yüklerin taşınmasında ciddi işlevleri olmuş ve zaman içinde farklı özellikleri keşfedilerek ısı yalıtımı amaçlı kullanılmaya başlanmış. Kapalı hücre yapısına sahip olduğundan bünyesine su geçirmemesi en önemli avantajlarından biri. 1960’lı yıllardan itibaren yapılarda enerji verimliliği önemli hale geldikçe XPS’in ısı yalıtım performansı da dikkat çekerek özellikle su ve nem ile temas eden yapı bölümlerinde kullanılmaya başlanmış. Nem ve su ile temasta hücrelerine su almaması XPS’i ısı yalıtımı konusunda çok avantajlı bir ürün haline getirmiştir. Onlarca yıl geçmesine rağmen özellikle su ile temasta kullanılabilecek herhangi bir alternatif çözüm şu ana kadar çıkmadı. Diğer taraftan yüksek taşıma kapasitesi, yükün altında uzun dönem de kalınlık kaybına uğramaması da ürünü ayrıcalıklı kılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra 60’lı yıllarda Avrupa’da da üretilen XPS, Türkiye’de ise 90’ların ortalarında yerli yatırımcılar tarafından imal edilmeye başlandı.
2) Yapıların hangi bölümlerinde, ne amaçla kullanılıyor?
XPS yapıların birçok bölümünde kullanılabiliyor ama asıl olarak hem yük taşıyabildiği hem de suya dayanıklı olduğu için özellikle ısıtılan temel altı alanlarda yalıtım amaçlı kullanılıyor. Sadece bir su yalıtımı koruma ürünü olarak değil, ısıtılan iç ortamların ısı yalıtımını yapmak için en performanslı ürün. Bunun dışında teraslar da önemli kullanım alanlarından biri. Özellikle teraslarda hem ısı yalıtımı yapıyor hem de su yalıtım katmanını ultraviyole ve ısıl değişimlerden koruyor ve üzerinde yağış olsa da sudan etkilenmiyor. Temel ve teraslardaki en performanslı ve imalatı en kolay ısı yalıtım uygulaması.
Ayrıca yönetmeliklerin izin verdiği sürece özellikle mantolamada iç zeminlerin içten yalıtımında kullanılabiliyor. Soğuk hava depolarının zeminlerinde taşıma gücü yüksek olan ürünler olduklarından yüksek performansla kullanılabiliyor. Bu da ürün için kritik bir uygulama alanı. Ekstrüde polistiren, yüksek basınç dayanımına sahip olduğundan bu uygulama alanlarında başka bir ürün pek tercih edilemiyor.
Farklı alanlarda tabii ki var ama temel, teras ve özellikle ağır yük taşınan soğuk hava depoları, otoparklar XPS için en büyük uygulama alanları.
Diğer taraftan hem kırma hem teras çatılarda kullanımı oldukça yaygın. Kırma çatılarda performanslı olarak kullanılan XPS, zaman zaman mertek aralarında da tercih ediliyor, çatı tahtası üzerine çakılabiliyor. Hatta çatı tahtası kullanılmadan üzerine kaplamalar kullanılabiliyor. Yüksek yoğunluğu sayesinde çatı tahtası yerine de geçebiliyor. Ama asıl kullanım alanı, düşük eğimli büyük teras çatılar. Bildiğiniz üzere teras çatılarda iki tür ısı yalıtımı yapılabiliyor. Birisi konvansiyonel yöntem olan döşeme üstüne ısı yalıtımı. Isı yalıtımının üzerinde su yalıtım örtüsü yer alıyor. Bir de ters teras çatı denilen sistemler var. Bu sistemde ise XPS vazgeçilmez bir ürün oluyor. Döşeme betonu üzerinde su yalıtımı yapılıyor, üzerine de XPS ve yalıtım katmanını koruyan çakıl tabakası seriliyor. Avantajı, su yalıtım örtüsüne erişimin çok çok kolay olması. Bir problem olduğundan ısı yalıtımı kolaylıklar kaldırılabiliyor. Konvansiyonel çatılarda, yani ısı yalıtımının altta olması ve suya dayanıklı olmayan ürünlerden oluşması su sızıntılarında ısı yalıtımı katmanına da geçiyor ve ısı yalıtımını işlevsiz bırakabiliyor. O yüzden genellikle ters teras çatı sisteminde ekstrüde polistiren sistemler tercih ediliyor.
3) Yapılar dışında kullanım alanları neler?
XPS’in dünya üzerinde aslında farklı ihtiyaçlara göre farklı çözüm alanları var. Kullanıldığı yerlerden birisi yapı panelleri. Örneğin birçok gıda tesisinde kullanılan hijyen panellerin iç dolgu ve ısı yalıtım malzemesi genelde XPS oluyor. Ayrıca son yıllarda yaygınlaşan karavan ve tiny house’lar ile soğuk zincir araçlarında da sıklıkla tercih ediliyor.
Diğer taraftan özellikle rüzgar türbinlerinin kanatlarındaki kompozit malzemelerin içinde taşıyıcı olarak kullanılıyorlar. Çünkü XPS’in çok yüksek basma dayanımına sahip olanları var. Hatta kullanımı çok hacimli olmasa da araçlarda çarpışma esnasında enerji ve darbe sönümleyici olarak kullanılabiliyor. Tabii bünyesine su almadığından sörf malzemesi olarak da imal ediliyorlar.

“XPS’in nem ve suya dayanımı önemli özelliklerinin başında geliyor. Özellikle temel ve teraslarda, doğru detaylarda kullanıldığında yapı ömrü boyunca değişmeyen bir performans sunuyor...”
4) Diğer yalıtım malzemelerine kıyasla ne tür avantajlara sahip? Yapılara, kullanıcıya, tasarımcılara, uygulamacılara, çevreye ne katıyor?
XPS’in nem ve suya dayanımı önemli özelliklerinin başında geliyor. Özellikle temel ve teraslarda, doğru detaylarda kullanıldığında yapı ömrü boyunca değişmeyen bir performans sunuyor. 40 yıl önce yapılmış çatılardan söküp test ettiğimiz ürünlerin hala ilk günkü performans değerlerinde olduğunu görüyoruz. Fakat burada tabii önemli olan, ürünün gerçekten kaliteli üretilmiş olması ve uygulamasına da özen gösterilmesi. Türkiye’de maliyet baskısıyla yıllar içinde XPS, birçok üretici tarafından yoğunluğu ve taşıyıcılığı düşük olarak üretilmeye başlandı. Bu da ürün performansını olumsuz yönde etkiliyor. XPS ürünün performanslı ısı yalıtımı yapabilmesinin sebebi hücrelerinin kapalı olmasıdır. Kapalı hücreler ise yaklaşık 30 kg/ m³ ve üzeri yoğunluklarla elde edilebilen bir özellik. Bunun altında kalan yoğunluklarda açık hücre yüzdeleri mutlaka artıyor. Ülkemizde başka hiçbir ülkede üretilmediği kadar düşük yoğunlukta üretilen (yaklaşık 20 kilogram/ m³) ürünler var. Bu ürünler aslında kapalı hücre yapısına sahip değil. Bu büyük bir problem teşkil ediyor. Çünkü piyasada XPS malzeme olarak kullanılıyor fakat su altında performans gösteremiyorlar. Donma çözülmeye kesinlikle dayanamıyorlar. En büyük problem açıkçası bu. O yüzden tüketicinin, müteahhidin ve uygulayıcının doğru ürünü seçmesi lazım.
Doğru XPS doğru yerde kullanıldığında çok ciddi bir enerji verimliliği sağlıyor. Buna bağlı olarak zararlı gaz salımlarının düşmesine imkan tanıyor. Pasif Ev ve Yeşil Binalarda oldukça verim elde edilen ürünler. Yeşil Bina puanlamalarında da önemli katkılar sunuyor. Hatta Türkiye’nin ilk Pasif Evi’nin yalıtımında bizim XPS ürünlerimiz tercih edilmişti. XPS ürünler yüksek performanslı, ısı iletkenlik katsayısı ideal bir ısı yalıtım malzemesidir. Yapıların ömürleri boyunca büyük bir enerji tasarrufu ve konfor sağlarlar.
Tasarımcı ve uygulayıcılara da faydalar sunuyor. Mesela yüksek performanslı ürünler olduklarından daha ince kullanılabiliyorlar. Kesimlerinin, taşınmalarının, stoklanmalarının kolay olması ve açık alanlarda depolanabilmeleri de avantajlarından bazıları. Yüzeylerinin düz olması özellikle mantolama ve yüzey hassasiyeti gereken uygulamalarda sıva altında düzgün yüzeyler elde edilmesine imkan sağlıyor.
5) Sakıncaları, dezavantajları ve geliştirilmesi gereken unsurları neler?
Doğrudan bir sakıncası olduğunu söyleyemem. Plastik köpükler genel olarak hem yapı ömrü boyunca kullanılabiliyorlar hem de yüzde 100 geri dönüştürülebiliyorlar. Üretim tesislerinde de herhangi bir atık çıkmıyor. Çünkü üretim fazlası olan ürünler belli oranlarda tekrar ürün içine karıştırılıp kullanılabiliyor. Özellikle geri dönüştürülebilirlik, plastik köpüklerin ve ekstrüde polistirenin en önemli özelliklerinden biri. Genellikle plastikler konusunda çok fazla kaygı duyuluyor. Kaygılar da genellikle bu ürünlerin denize, gıdalara karışması konusunda. Ancak bilinçli bir kullanımda bunun oluşması çok mümkün değil. Özellikle bina sökümünde ayrıştırılması gayet faydalı olacaktır. Tabii ki ürünün standartlarına göre uygun kullanım sıcaklıklarında kullanılması gerekiyor. Ekstrüde polistiren ürünlerin performans gösterdiği sıcaklık aralığı 75 dereceye kadardır. Dezavantaj olarak düşünürseniz, bazı uygulamalarda, bütün plastik köpüklerde olduğu gibi XPS’i de bu sıcaklığın üzerinde kullanılmasını limitliyor. Ama eksi 100 derecenin üzerine kadar soğuk tesislerde kullanılabiliyor.
“Özellikle yangın geciktirici ürünler üzerine yoğunlaşıyoruz. Bunların çevresel etkileri de son derece azaltıldı. Ayrıca ürün gamımız içinde infrared blocker, yani infrared ışını kesen katkılar da kullanmaya başladık...”

6) XPS konusunda araştırma ve geliştirme faaliyetleri ne yönde ilerliyor? Malzemede bir geliştirmeden söz edilebilir mi?
Ravago Bina Çözümleri olarak araştırma ve geliştirmeye önem veren bir firmayız. Çok sayıda üretim tesisimiz ve Almanya’da bir teknoloji merkezimiz var. Bu merkezimizde yıllardır ürün üzerinde Ar-Ge faaliyetleri yürütülüyor. Neredeyse her on yılda bir, çevresel hassasiyetlerimizden dolayı şişirici gazların karakteristiklerini iyileştiriyoruz. Şişirici gazlarda yanıcı bileşikler tercih etmiyoruz. Hem stok alanlarında hem yapıda kesintisiz yangın dayanım performansı için buna çok önem veriyoruz. Ürün tabii ki 1960’larda üretildiği gibi üretilmiyor. Bugün çok daha çevreci, ozona zarar vermeyen gaz bileşikleri ve kombinasyonlarıyla imal ediliyor.
Bunun dışında benzer araştırmalar kesintisiz olarak yangın dayanımı konusunda da yürütülüyor. Özellikle yangın geciktirici ürünler üzerine yoğunlaşıyoruz. Bunların çevresel etkileri de son derece azaltıldı. Ayrıca ürün gamımız içinde infrared blocker, yani infrared ışını kesen katkılar da kullanmaya başladık. Isı yalıtım malzemeleri genelde taşınım ile iletilen ısıyı önlüyorlar. Ama bunun yanında gözün göremediği ve enerji taşıyan, ışınımla geçen bir ısı da var. Bu unsuru bloklayan bileşenlerin kullanıldığı özel XPS ürünlerimiz de mevcut. Şu an Türkiye’de üretmiyoruz ama Avrupa’daki bazı fabrikalarımızda içinde infrared geçişini engelleyen katkılar olan ürünler imal ediliyor.
Geri dönüşüm konusu da Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yoğunlaştığımız alanlardan biri. Üretim haricinde tüketiciden gelen geri dönüşümlü malzemeyi daha fazla kullanmayı hedefliyoruz. Bu konu biraz hassas bir konu çünkü performanstan ödün verilerek yapılabilir bir iş. Biz ise kesinlikle kullandığımız geri dönüştürülmüş malzemeyle performansından ödün vermeyen, teknik özellikleri yüksek ürünler üretmeye, Ar-Ge’de bu konuya odaklanıyoruz. Dolayısıyla XPS’in sürekli gelişen, değişen ve kendini zamanın ihtiyaçlarına adapte edebilen bir ürün olduğunu söyleyebilirim.
7) XPS pazarı ile ilgili genel bir bilgi alabilir miyiz? XPS ısı yalıtım malzemelerinin pazar payı ne düzeyde, kaç üretici var?
Türkiye’de inşaat sektörü hareketli bir pazar. Kamu yatırımlarından konutlara kadar talep durmuyor. Bu taleple beraber XPS üretiminde yıllardır hiçbir düşüş görmedik. Bugün XPS 2 milyon metreküpün üzerinde üretiliyor. Türkiye’de tüm sektörlerin problemi olan fazla kapasite ve yatırım, XPS sektöründe de var. 2 milyon metreküp ürün talebi ve uygulaması gerçekleşirken kurulu kapasite 3 milyon metreküpün üzerinde. Özellikle 2010’dan sonra düşük kalite ürünlerin ilk yatırım maliyetleri ve makine maliyetlerinin düşük olmasından dolayı pazara çok sayıda üretici girdi. Zaman içinde bunların bazıları el değiştirse, kapansa da pandemiden sonra tekrar sektöre giriş olduğunu görüyoruz. Genellikle küçük kapasiteli üretim tesislerinde düşük yoğunluklu ve düşük performanslı ürünler üretiliyor. Açıkçası sektörün içinde olmama rağmen sayılarını takip etmekte zorlanıyorum. Bu tesisler ya karlılıkla yollarına devam edecek veya kendi içlerinde konsolide olacaklar. Çünkü şu anda kapasite fazlası bir üretim hacmi mevcut. Bu da üreticileri piyasada rekabet edebilmek için açıkçası daha düşük kalitede ürün sunmaya yönlendiriyor. Tahmin ediyorum 15’in üzerinde üretici var. Türkiye piyasa gözetim ve denetiminin düşük olduğu ülkelerden bir tanesi. O yüzden farklı üreticilerin ürünleri üzerinde yazan verilerle ürünlerin içeriğinin örtüşmediğini laboratuvarlarımızda yaptığımız testlerde görebiliyoruz. Diğer üreticiler de aslında bu konuda hassas olsalar pazarı daha yukarıya çekmek mümkün olabilir.
Son yıllarda içeriğinde yangın geciktirici olmayan F sınıfı ürünlerin de piyasada yer bulduğunu gözlemliyoruz. Bu konu çok önemli ve hassasiyet gösterilmesi gereken bir alan. Ürünün yanlış alanlarda kullanımına imkan verebilir. Ama birçok üretici tarafından göz önünde bulundurulmuyor. O yüzden yoğun bir bilgilendirme faaliyeti yapmamız gerekiyor. Firma olarak tabii ki eğitimler veriyoruz ama bunu sektördeki diğer firmaların da üstlenip anlatması son derece önemli. Piyasa gözetimi ve denetiminin artması, tüketicinin bilinçlenmesi veya bir ürün alıyorsa karşılığında hangi performansı elde edeceğini hesaplayabilmesi son derece önemli.
8) Son yıllarda artan yasal zorunluluklar ve TS825 revizyonuyla ilgili yorumlarınız neler?
TS825 standardında yapılan revizyon son derece faydalı oldu. Zaten Türkiye’de 2000’li yıllarda ısı yalıtım bilincinin gelişmesinde TS825’in etkisi büyüktü. Yıllar içinde güncel düzenlemeler yapıldı, en son da hem soğutma hem ısıtma yüklerinin dikkate alınması ile çok daha fazla bir enerji tasarrufu ve verimliliği imkanı doğdu. Bu tabii ki sadece ısı yalıtım sektörü için değil, enerji verimliliği ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, emisyonların düşürülmesi yönünde fevkalade faydalı. O yüzden TS825’teki değişiklikleri onaylıyor ve destekliyoruz.
Doğal olarak ısı yalıtım malzemelerindeki düşük ısı geçirgenlik değerlerini sağlayabilmek için daha performanslı ürünler, daha kalın uygulamalar talep edilir hale geldi. Burada tabii sadece standartların yayınlanması yeterli olmuyor; hesaplamaların, ürün seçiminin ve uygulamaların da aynı şekilde dikkatli yürütülmesi gerekiyor. Şantiyede imal edilecek ürünün niteliklerinin şartnamelere iyi konulması şart. Benzer şekilde yapı denetim ve belediyelerin de TS825’teki malzemelerin projedeki ürünlere uygun kalınlıkta ve şantiyeye gelen ürünün de üzerindeki etikete uygun olduğundan emin olması gerekiyor. Bu zincir düzgün kurulduğu zaman ülke kazançlı çıkacak ve enerji bağımlılığı düşecek, insanlar son derece konforlu yapılarda yaşamaya başlayacaklar. O yüzden TS825’i önemsiyor ve destekliyoruz. Hatta bu standardın sadece bir alt limit olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Şantiye® Dergisi ve Dijital Platformları
Daha iyi yapılar için...
10 Aralık 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 100 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Bentley Systems / Seequent, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prefabrik Yapı / Hekim Holding, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Urtim, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wielton, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 2.100 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.










