TBM pasa dönüşümü çalışmasının amacı, İstanbul’da yapılması planlanan 74.5 km’lik HIZRAY projesi kapsamında, TBM makinesinin ortaya çıkartacağı zemin hafriyatlarının geridönüşümü ile projenin sürdürülebilirlik hedeflerinin artırılması ve projenin ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamasıdır. Proje sonrası hafriyatların geri dönüşümüyle birlikte hafriyatlardan agrega üretimi, briket ve tuğla yapımı, dolgu malzemesi gibi yeni kullanımalanlarına dair yeni kullanım alanları çalışmada sorgulanmaktadır. TBM hafriyatı ile yapılacak olan geri dönüşüm ile ülkenin yıllık ihtiyacı olan beton üretimine katkı sağlayacak yeraltı kaynak ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. HIZRAY projesinin yapım süresini etkileyebilecek olası en önemli etken olan TBM hafriyatının taşınması ve depolanması gibi iş kalemlerinin azaltıralarak projenin öngörülen tamamlanma süresi hedefinin tutturulması ve proje sonucu ortaya çıkacak çevresel atıkların geri dönüştürülerek proje süresince karbon salımının azaltılası bu çalışmada hedeflenmektedir. Bu çalışmada HIZRAY projesi kapsamında elde edilen tüm sondaj verileri ile oluşturulan jeolojik plan ve profil doğrultusunda, geri dönüşüm sürecinde elde edilecek agregaların olası maliyeti ile Pasa Çevrim Merkezlerinin oluşturulma maliyetlerinin karşılaştırıldığı fayda maliyet analizi ile projenin fizibilite çalışmasının ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.
YAZANLAR: C. Avşar, O. Çakmak, S. Dündar, İ. Tüysüz / İstanbul Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistemler Projeler Müdürlüğü
N.K. Işlik, A. Doğru / Emay Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş.
1. GİRİŞ
Büyük şehirlerde kontrol edilemeyen nüfus artışı; trafik sıkışıklığı, çevre kirliliği gibi birçoksorunu beraberinde getirmektedir. Gelecekte öngörülemeyen popülasyon büyüklüğünün ortaya çıkartacağı ulaşım taleplerini karşılayabilmek için AB ülkeleri ve belediyeler Crossrail, TEN-T gibi büyük projeler ile muhtemel çevresel sorunlara önlem almayı hedeflemektedir. İstanbul’un artan nüfusu ve gelişimi ile ulaşım talepleri de günden güne artmaktadır. Bu talebin karşılanması için ya mevcut yolların genişletilmesi ya da toplu taşıma sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir. İstanbul’un tarihi dokusu ve altyapısı, imar problemleri gibi etkenlerden ötürü mevcut şehiriçi yolların genişletilmesi yerine, toplu taşıma türleri arasında çevre dostu ve işletme maliyeti en az olan raylı sistemlerin yaygınlaştırılması öncelikli olarak hedeflenmektedir. Bu nedenle İstanbul genelinde İBB, raylı sistem yatırımlarını artırmaya tüm hızıyla devam etmektedir.
İstanbul’da İBB denetiminde raylı sistem çalışmaları; inşaatı devam eden 81,60 km, uygulama projesi tamamlanan 57,16 km, uygulama projesi devam eden 122,50 km, ön fizibilite ve projelendirme çalışmaları tamamlanan 24,20 km ve ön fizibilite ve projelendirme çalışmaları devam eden 49,90 km olmak üzere toplam 253,76 km’lik projelerle devam etmektedir.
İBB’ninyanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü kontrolünde ise inşaat aşamasında 123,70 km, uygulama projesi aşamasında 20,00 km olmak üzere toplam 143,70 km raylı sistem çalışmaları bulunmaktadır.
İstanbul’da raylı sistem çalışmaları kapsamında hâlihazırda inşaat çalışmaları süren 205,30 km’lik hatlarla birlikte proje aşamasında olan ve planlanan hatların tamamı göz alındığında toplam 479,06 km’lik hat uzunluğundaki tünellerden yaklaşık 50 milyon m3 kazı materyalininçıkarılacağı düşünülmektedir. 2007 yılının Ocak ayındaki İBB verilerine göre İstanbul çevresinde sadece 15 milyon m3lük hafriyat döküm alanı bulunmaktadır. Bu veriler dikkate alındığında, tünel kazısı sonucunda oluşan büyük miktardaki yer altı malzemesi için daha geniş depolama alanlarına ihtiyaç duyulacaktır. Metro kazılarında tünelden çıkan malzemenin (pasa) kısa sürede şantiye alanından alınıp, uygun yerde depolanması gerekmektedir. Tünellerden çıkan pasanın teknik özelliklerine göretasnif edilmesi ve malzemelerin uygunluğuna göre agrega olarak kullanılması, yol yapımında dolgu malzemesi olarak kullanılması, taşlık/kayalık alanların kaplanması vb. farklı amaçlarla kullanılması Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacaktır.
İstanbul’daki önemli metro çalışmalardan biri de HIZRAY projesidir. HIZRAY metro hattı, Avrupa Yakasında Beylikdüzü İlçesinden başlayan Anadolu Yakasında Sabiha Gökçen İstasyonunda biten İstanbul’un batı-doğu aksı üzerinde yer alan, 13 ilçeden geçen ve 13 istasyonu bulunan yaklaşık 74,5 km uzunluğuna sahiptir. Bu hattın mevcut ve planlanan metro hatları ile entegrasyonu olup, Avrupa ve Anadolu yakasını birbirine bağlayarak, SürdürülebilirKentsel Hareket Planı’nın ilk adımını oluşturmaktadır.Bu bildirinin amacı ise sürdürülebilir bir İstanbul için, yaklaşık 74,5 km’ye sahip HIZRAY projesinde kullanılması planlanan 27 adet TBM makinesinden çıkan atıkların geri dönüşümünü gerçekleştirmektedir.
Bu çalışmada HIZRAY vb. proje süresince ortaya çıkacak olan tünel atıklarının agrega üretimi, briket ve tuğla yapımı, dolgu malzemesi ve çevre düzenlemesi gibi alanlarda kullanılması hedefi sorgulanmaktadır. Tünel kazısı atığının geri dönüşümünü sağlayarak, yeraltı kaynağının sorumlu kullanımı sağlanarak, çevreci yaklaşım ile çıkan malzemenin boşa sarf edilmesi engellenecektir.
2. JEOLOJİK BULGULAR
İnşaat sektöründe kullanılan yapı malzemelerinden en yaygın olanı betondur. Beton dünyadaolduğu gibi ülkemizde de en fazla kullanılan yapı malzemesidir. Beton üretiminde kullanılan maddelerin 65% ile %75’ini agrega olarak adlandırılan kum, çakıl ve kırmataş oluşturmaktadır. Dolayısıyla nitelikli, istenilen basınç dayanımına sahip, çevresel etkilere karşı dirençli(durabilitesi yüksek) beton üretebilmek, agreganın ‘TS 706 EN 12620-Beton Agregaları ’standardında aranan özelliklere uygun olmasına bağlıdır.
Türkiye Hazır Beton Birliği’nin 2021 verilerine göre bir önceki yıla oranla beton üretimi %10,5 artışla, 105 milyon m3 olarak açıklanmıştır. Genel olarak agregalar, taş ocaklarından patlatma yöntemi ile elde edilmektedir. Aynı zamanda tünel kazısından çıkan kazı atığı çakıl ve kuma dönüştürülerek agrega olarak kullanılma potansiyeline sahiptir. Hızray projesinde, 26 adet kara tünelleri için EPB tipi, 1 adet boğaz geçişi için Slurry tipi olmak üzere toplamda 27 adet TBM makinesinin hat inşaasında çalışması planlanmaktadır. EBPtipi TBM makinelerinin, 14 adeti Avrupa bölgesinde, 12 adeti Anadolu bölgesinde çalışacakşekilde TBM senaryosu oluşturulmuştur.HIZRAY projesinde tünel çapı 5,7 metre olmak üzere TBM makinesi kazı çapı 6,6 metreolarak tasarlanmıştır ve TBM Makinesi Günlük İlerleme Mesafesi 12 metre olarak hedeflenmiştir.
Projenin fizibilite çalışması kapsamında İstanbul Avrupa Yakasında 59 adet,Anadolu yakasıda 50 adet kuyu ile toplam 8050 metre sondaj çalışması yapılarak zemin örneği alınmıştır.Proje güzergâhı ve yakın çevresine ait jeolojik ve stratigrafik bilgiler; bu bölgeye ait MTA, İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen çalışmalar ve HIZRAY projesi kapsamında hazırlanan raporlardan alınmıştır. HIZRAY proje inceleme alanı ve çevresifarklı stratigrafik, litolojik, tektonik ve metamorfik özellikler sunabilen değişik birliklerden oluşmaktadır.
İstanbul il sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük kayastratigrafibirimi topluluğu yer almaktadır. Özgül (2005)’de yaptığı çalışmada önemli birtektonik hatla birbirinden ayrılan, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren istifi “Istranca Birliği”, metamorfizma göstermeyen istifi ise “İstanbul Birliği” adlarıyla gruplandırılmıştır.Diğer yandan il sınırları içinde Erken Ordovisiyen – Günümüz aralığında oluşmuş çok sayıdakaya-stratigrafi birimi yer almaktadır. İstanbul ayrıca Variskiyen ve Kretase – Eosenhareketlerinden önemli ölçüde etkilenmiş olan ve dünyanın sayılı aktif faylarından biri olanKuzey Anadolu Fayı’nın kıyısında yer almaktadır.
Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ – Edirne arasında geniş alanlarkaplayan şist, kuvarsit ve magmatitleri içeren Istranca Birliği metamorfitlerinin küçük birbölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey kesimlerinde İstanbul il alanına girmektedir. Çağlayan ve Yurtsever (1998)’e göre, Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik istifin “Kızılağaç Metagraniti”, “Şermat Kuvarsiti” ve “Mahya Şisti” adlarıyla bilinen birimleriyüzeylenmektedir.
İstanbul Birliği, İstanbul Boğaz’ının her iki yakasında ve Kocaeli yarımadasında genişalanlar kaplayan Paleozoyik ve Mezozoyik Tersiyer yaşta metamorfizma göstermeyen kaya birimlerini içermektedir. Metropolitan alanı ve yakın dolayında yüzeye çıkan “Kocatöngel Formasyonu” ve “Kurtköy Formasyonu” adlarıyla bilinen Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller, İstanbul Birliği’nin en yaşlı kaya birimlerini oluşturur. Alt Ordovisiyen yaşlı istifin, tabanı İstanbul ve çevresinde açığa çıkmamış olmasına karşın, Armutlu yarımadası ve Boluyöresinde şist, gnays ve granitik meta – mağmatitleri kapsayan İnfrakambriyen yaşta metamorfik bir temeli açısal uyumsuzlukla üstlediği bilinmektedir. Erken Ordovisiyen başlangıcında, İstanbul ve yakın dolayını kapsayan bir kara parçası üzerinde, Kocatöngel veKurtköy formasyonlarıyla temsil edilen akarsu, göl ve lagünlerin yer aldığı karasal ortamkoşulları egemen olmaktadır.
Geç Ordovisiyen, Silüriyen ve Devoniyen sürecinde bölge, giderek derinleşen ancak, tektonik bakımdan duraylı bir denizle kaplanmıştır. Bu süreçte yaşlıdan gence doğru, miltaşı –kumtaşı ile temsil edilen “Yayalar Formasyonu” (Ordovisiyen – Silüriyen), şelf tipi resif ve sığ deniz karbonat çökelimini yansıtan “Pelitli Formasyonu” (Silüriyen – Alt Devoniyen), düşükenerjili açık şelf ortamını temsil eden, seyrek kireçtaşı (Kozyatağı Üyesi) aradüzeyli bolmakrofosilli, mikalı şeyilleri (Kartal Üyesi) içeren “Pendik Formasyonu” (Alt – OrtaDevoniyen) ve açık şelf – yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşları ve kireçtaşı – şeylardışığının yoğun olduğu “Denizli Köyü Formasyonu” (Üst Devoniyen – Alt Karbonifer)çökelmiştir. Denizli Köyü Formasyonu içerisinde ara düzeyler halinde yer alan ve en üstkesiminde, bu incelemede “Baltalimanı Üyesi” adı altında incelenmiş olan, Alt Karbonifer yaşlısilisli (lidit) radyolaryalı çökeller, söz konusu denizel havzanın yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan volkanik etkinliğin bulunduğunu düşündürmektedir. Ordovisiyen’den Karbonifer başlangıcına değin tektonik duraylık gösteren havza, Erken Karboniferle birlikte, türbiditik akıntıların yoğun olduğu duraysız ortam koşullarının etkisine girer ve buna bağlıolarak 1000 metreyi aşan kalınlıkta “Trakya Formasyonu” nun filiş türü türbiditik kumtaşı –şeyl ardışık istifi çökelir. Karbonifer – Permiyen aralığında, olasılıkla Variskiyen tektonik hareketlerinin etkisiyle, bölgenin su dışına çıktığı, yeniden kara halini aldığı anlaşılmaktadır.
Jurasik – Erken Kretase aralığını temsil eden kaya istifleri İstanbul il sınırları içindesaptanamamıştır; bu sürece ait bir istifin bulunamamış olması Geç Kretase öncesi bir aşınma yada Jurasik – Erken Kretase aralığında egemen olmuş bir karasallaşma süreci ile açıklanabilir.Geç Kretase’ de bölgenin tümünde etkili olan yeni bir transgresyon başlar ve Üst Kretase yaşlıSarıyer Grubu’ nun volkano – tortullarının ve Üst Kretase – Paleosen yaşlı AkverenFormasyonu’nun kırıntılı ve sığ fasiyesli karbonat istifilerinin çökeldiği bir denizle kaplanır.Bu süreçte, Tetis Okyanusu’nun kapanma sürecinde gelişmiş adayayı volkanizmasını temsilettiği düşünülen Sarıyer Formasyonu’nun andezitik volkanitleri bölgenin kuzey kesiminikaplamıştır. Üst Kretase yaşta olduğu belirtilen “Çavuşbaşı Granodiyoriti” ile Paleozoyik istifi içinde yoğun olarak görülen mikrodiyoritik damar – sığ derinlik kayaları andezitik ve dasitikvolkanik dayklar Geç Kretase – Erken Tersiyer’ de gelişmiştir. Eosen’de Anadolu’nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Lütesiyen öncesinde, İstanbul yöresini dekapsayan Marmara havzasında yoğun kıvrımlanma ve faylanmalara neden olmuştur. OrtaEosen (Lütesiyen)’de bölge yeni bir transgresyona uğramış ve Orta Eosen – Erken Oligosenaralığında Çatalca ve Şile bölgelerinin kıyılarında kumsal ve resiflerin (KoyunbabaFormasyonu, Yunuslubayır Formasyonu, Soğucak Kireçtaşı), iç kısımlarında killi çamurların (Ceylan Formasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanmıştır. Orta – Geç Oligosen’ de bütün Trakyahavzasını etkileyen tektonik hareketlere bağlı olarak, bölge yeniden yükselerek, günümüzedeğin süren bir karalaşma sürecine girmiş ve özellikle Geç Oligosen – Orta Miyosen aralığınıtemsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Formasyonu) ile lagün ve göl çökelleri (Danişment Formasyonu, Çekmece Formasyonu, Sultanbeyli Formasyonu) gelişmiştir. Kabaca K – Gdoğrultulu sıkışmaya neden olan bu hareketlere bağlı olarak gelişen, özellikle KB – GD ve KD– GB doğrultulu makaslama fay ve eklem sistemleri yoğun olarak gelişmiştir. Bu makaslama kırıkları boyunca gelişen zayıflık zonları, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile bölgenin büyük akarsu vadilerinin ve Haliç’in gidişlerini denetlemiş ve çok belirgin olan zikzaklı geometri kazanmalarına neden olmuştur.
Büyükçekmece ve Küçükçekmece Gölleri ile Çatalca yükseliminin günümüzdeki KB – GD uzanımlarını, aynı sistemde gelişmiş hareketlerle kazanmış oldukları düşünülmektedir. Ancakoluşturdukları zayıflık zonlarıyla morfolojiye güzel yansımış olan bu makaslama kırıklarının,günümüzde aktif olabileceklerini gösteren saha verileri saptanamamış; aksine, en azından GeçMiyosen – Pliyosen yaşlı karasal birikintiler tarafından örtülü bulundukları izlenmiştir. Çalışmaların bu aşamasına değin metropolitan alanı içerisinde, Marmara Denizi’nin kuzey kesiminde Marmara çukurluklarını izleyen Kuzey Anadolu Fay zonunun dışında, önemli sayılabilecek aktif bir fayın varlığına henüz rastlanmamıştır. İstanbul’un Avrupa yakasında Küçükçekmece – Büyükçekmece gölleri arasında, Beylikdüzü Gürpınar semti dolaylarında,Haramidere’nin batı yamaçlarında, Avcılar’ın Marmara Denizi’ ne bakan yamaçlarında, Küçükçekmece Gölü’ nün batı yakası ve Büyükçekmece Gölü’nün doğu yakasındaki yamaçlarda çok sayıda heyelan gelişmiştir. Arpat (1999)’ a göre söz konusu heyelanların tümüne yakını, günümüzdekinden farklı bir topoğrafyada gelişmiş olan eski heyelanlardır; ancak günümüzde bilinçsizce yapılan eğim artırıcı yapay kazılarla etkinlik kazandırılmıştır. Heyelanlı sahaların büyük bölümü, su taşıma kapasitesi yüksek ve aşınmaya karşı dahadayanımlı çakıl ve kaba kum boyu gereçli Kıraç Formasyonunun tabanında yer alan, geçirimsiz ve aşınmaya karşı dayanımsız Gürpınar Üyesinin dik yamaçlı topoğrafyalar oluşturan kiltaşlarının yaygın olduğu bölgelerde gelişmiştir.
2.1 Kocatöngel Formasyonu (Opkc)
Kocatöngel Formasyonu başlıca yeşilimsi, boz, külrengi, laminalı miltaşı, kiltaşı ve ince tanelikumtaşından oluşur. İlk kez, istifin Sakarya ilinin kuzeydoğusunda Kocatöngel köyü dolaylarındaki yüzeylemeleri Yazman ve Çokuğras (1983) tarafından, İstanbul ili dolayındakiyüzeylemesi ise Gedik ve Önalan (2002) tarafından tanımlanmıştır. Mahmutşevketpaşa Köyü'nün güneyinde yer alan Yeniçiftlik Deresi vadisi, formasyonun İstanbul sınırları içinde, incelenmeye en elverişli yüzeylemelerini kapsamaktadır.
Formasyon, bölgedeki en kalın yüzeylemesinin yer aldığı Yeniçiftlik deresi vadisinde Gedik ve diğ. (2005)’e göre 1500 metre kalınık gösterir. Ancak, bu kesitte birimin alt dokanağının faylı olduğu da göz önünde tutularak, birim kalınlığının 2000 metre dolayında olabileceği düşünülmektedir (Özgül, 2005). Formasyonun inceleme alanı içinde ya da dışındaki yüzeylemelerinde, yaş belirleyecek herhangi bir fosil izine günümüze dek ratlanmamıstır. Geç Ordovisiyen yaşta Kurtköy Formayonu’nun altında uyumlu olarak yer aldığından, büyük bir olasılıkla Erken Ordovisiyen yaşta olmalıdır...
DEVAMI VAR
NOT: Bu içerik, medya sponsoru olduğumuz ve 5-7 Haziran 2023 tarihlerinde Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve İBB Raylı Sistem Daire Başkanlığı birlikteliğiyle İstanbul’da düzenlenen 5. Yeraltı Kazıları Sempozyumu’nda sunulmuştur. Makalenin tamamına www.uyak.org.tr (5. Yeraltı Kazıları Sempozyumu Bildiriler Kitabı) adresinden ulaşabilirsiniz.
5 Mayıs 2024
Türkiye'nin en ESKİ, en BİLİNEN ve EN ÇOK ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.