İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye)’nin sürdürülebilir kalkınmayı destekleme hedefiyle hayata geçirdiği en yeni projesi, Türkiye’de kentsel dönüşüm, deprem ve olası diğer afetler sonucunda oluşan yıkıntı atıklarının, bütüncül bir yaklaşımla yönetilmesi için hazırlanan “Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi” oldu. Ana sponsorların Akçansa ve IC İçtaş İnşaat, destek sponsorunun Çimsa olduğu, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB)’nın ayni katkı sağladığı, içeriği İO Çevre Çözümleri Kurucu Ortağı Prof. Dr. Erdem Görgün tarafından oluşturulan Rehber’de 6 Şubat depremlerinden etkilenen 13 ilde yaklaşık 200 milyon ton yıkıntı atığının yönetilmesi sorunu ile karşı karşıya kalınmasından yola çıkılarak deprem ve olası diğer afetler ile kentsel dönüşüm sonucunda ortaya çıkan yıkıntı atıklarına ilişkin kapsamlı bir yönetim planına ihtiyaç duyulduğu ortaya koyuldu. SKD Türkiye’nin bu ihtiyaca yanıt verme hedefiyle hazırladığı rehber, yıkıntı atığı sonucu oluşabilecek sağlık, çevre ve güvenlik risklerine odaklanan önemli bir yol haritası sunuyor.
Rehber’de özetle şu bilgi ve yorumlara yer verildi:
200 milyon ton yıkıntı atığı oluştu
6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri sonrasında gerçekleştirilen ilk tahminlerde Hatay ve Kahramanmaraş basta olmak üzere, depremden etkilenen 13 ilde toplam 100 milyon ton civarında enkaz oluşacağı öngörülüyordu. Takip eden günlerde, hasar tespit çalışmaları sonrası ağır hasarlı yıkımlar dahil olmak üzere 200 milyon ton civarında yıkıntı atığı oluştuğu bilgisi Birleşmiş Milletler tarafından açıklandı. Bu miktar, dünya çapında meydana gelen depremler arasında bugüne kadar oluşmuş en vahim senaryo olmasının yanı sıra tüm Türkiye’de neredeyse onlarca yılda oluşacak yıkıntı atığı miktarına denk gelmektedir. Bu atığın doğru yönetilmemesi uzun yıllar sürecek çevre kirliliği, halk sağlığı sorunları ve ekonomik kayıpları beraberinde getirebilmektedir.
Bazı ülkelerde yıkıntı atıklarının geri dönüşüm oranı yüzde 90
Yıkıntı atıkları, yapı itibarıyla içerisinde camdan, plastiğe, metalden, ahşaba geri dönüştürülebilir bileşenler barındıran, ama en çok da beton, tuğla, jips gibi bileşenler içeren değerli bir malzemedir. 2008 yılında Avrupa Birliği (AB) Atık Çerçeve Direktifi (2008/98/EC) ile yıkıntı atıklarının 2020 yılına kadar yüzde 70 oranında geri dönüştürülmesini hedeflemiştir. Mevcut durumda, AB ortalamasında bu hedef yüzde 74 ile yakalanmış durumdadır. Hollanda, Finlandiya, Almanya, Belçika gibi bazı ülkelerde ise yıkıntı atıklarının geri dönüşüm oranı yüzde 90’ın üzerindedir.
Beton, agrega yapımı ve hazır beton içeriğinde kullanılabilecek değerli bir hammadde
Ülkemizde yıkıntı atıkları yönetimine ilişkin yayınlanmış resmi istatistik henüz bulunmamaktadır. Saha deneyimlerinden aktarılan bilgilere göre betondan kolaylıkla ayrışabilen metal donatı yıkım sonrasında büyük oranda geri kazanılmakta ve inşaat sektörüne girdi oluşturmaktadır. Öte yandan, yıkıntı atıklarının yüzde 80’lere varan ağırlıklı kısmını oluşturan beton atıkları, tuğla, seramik, kiremit ve hurda malzemeler gibi diğer atıklarla karışık olarak toplanıp mümkünse dolgu malzemesi olarak kullanılmakta veya sadece bertaraf edilmektedir. Halbuki beton günümüz teknolojisi ile öğütülerek agrega yapımında ve hazır beton içeriğinde kullanılabilecek değerli bir hammaddedir. Ülkemizde bu tekniği uygulamak için gerekli teknik bilgi ve donanım mevcuttur ancak başta yıkım teknikleri olmak üzere, yaşanan lojistik sorunlar nedeniyle kaliteli beton malzemeye ulaşılamamaktadır. Geleneksel yıkım teknikleri sonucunda oluşan karışık atıkların içerisinden betonun ayıklanması ve sonrasında geri dönüşümün sağlanmasına yönelik tesis altyapısı ise bulunmamaktadır.
Yıkıntı atıklarının geri dönüşüm potansiyeli değerlendirilmeli
Türkiye’de yıkıntı atıklarındaki betonun geri dönüşümü için gereken altyapının olmayışı, 6 Şubat Depremleri sonrasında oluşan enkazın yönetimi sorununu da beraberinde getirmiştir. Şu anda deprem bölgesinde, yıkıntı atıklarını yönetmek için geçici depolama alanları oluşturulmuş durumdadır. Hatay’da 26, Kahramanmaraş’ta 28, Gaziantep’te 14, Malatya’da 7, Osmaniye’de 4, Şanlıurfa’da 5, Adana’da 2, Diyarbakır ve Kilis’te birer geçici depolama sahası bulunmaktadır. Atıklar sahalara kamyonlar ve iş makinaları ile taşındıktan sonra burada geri dönüştürülebilecek malzemeler (büyük ölçüde metaller) içerisinden ayrılmakta, dolgu malzemesi olarak kullanılabilecek kısımlar ayrılmakta, sonrasında kalanlar nihai bertaraf tesislerine (düzenli depolama) gönderilmek üzere biriktirilmektedir. Depremden bu yana geçen bir yıllık süre zarfında oluşan enkazın yüzde 10’a yakını bu şekilde yönetilebilmiştir. Başta Hatay ve Kahramanmaraş olmak üzere tüm illerde enkaz kaldırma çalışmaları halen devam etmektedir. Depremden etkilenen illerdeki yıkıntı atıklarının geri dönüşüm potansiyelinin değerlendirilmesi, öncelikle kentlerin yeniden toparlanması adına geçici depolama alanlarının bir an önce boşaltılması ve yeniden inşa süresinde, burada açığa çıkmış olan malzemenin, inşaat sektörüne geri kazandırılması için gerekli bir çözümdür. Yıkıntı atıklarının geri dönüşümü sayesinde bölgenin ekonomik değerine katkı sağlanacaktır. Böylelikle, Türkiye’de inşaat sektörünün döngüselliğinin artırılarak gerekli altyapının olgunlaştırılması için önemli bir adım atılmış olacaktır.
Yıkıntı atıklarının geri dönüşümü konusu AB nezdinde Döngüsel Ekonomi politikası çerçevesinde ele alınmaktadır. Ayrıca yıkıntı atıklarının, inşaat sektöründe kullanılabilecek hammaddeye dönüştürülmesi, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA): Dayanıklı altyapılar tesis etmek, sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek, yeniliği güçlendirmek (SKA 9), şehirleri ve insan yerleşimlerini güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak (SKA 11) ve sürdürülebilir üretim ve tüketim kalıplarını sağlamak (SKA 12) ile örtüşen Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerindendir.
İnşaat sektörünün döngüselliği her geçen gün iyileştiriliyor
Gelişmiş ülkelerde iyi yönetişim, taraflar arası birlikte çalışma, ekonomik yaptırım ve cezalar, tasarım ve inşaat aşamasında yenilikçi uygulamalar, seçici yıkım ve söküm ve afet esnasında enkaz oluşmasının önüne geçecek bina güçlendirme ve yapı stoğunu afetlere dayanıklı hale getirmeye yönelik yeniden inşa uygulamaları ile inşaat sektörünün döngüselliği her geçen gün iyileştirilmektedir. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile sarsılan Türkiye’de ise bu uygulamaların yapılabilmesi için politikaların geliştirilmesi, yönetişimin sağlanması ve teknik altyapının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Binaların kullanım ömrü sonunda tercihli olarak yıkılması ve/veya deprem, sel, kasırga gibi doğal afetlerin neticesinde meydana gelen yıkımlar sonucunda oluşacak yıkıntı atıkları; kaynağı aynı olsa da birbirinden önemli yapısal farklar barındırır.
Kontrollü yıkımlar ve afetler...
İnsan eliyle yapılan kontrollü yıkımlarda, yapının içerisindeki tehlikeli malzemeler, ekonomik değeri olan malzemeler yapı içerisinden kademeli olarak ayrıştırılabilmektedir. Afetler sonucunda oluşan yıkıntı atıkları ise, birbiri ile karışık yapı elemanları, şahıslara ait eşyalar, tehlikeli ve tehlikesiz bileşenleri içermektedir. Atık yönetiminin temel prensiplerinden bir tanesi olan “kaynağında ayrıştırma” ilkesi, planlı yıkımlarda mümkün olurken, afet durumundaki yıkıntılarda ayrıştırılmamış atık yığınları oluşmaktadır. Bu tür karışık atıkların, geri kazanılmak üzere sonradan ayrıştırılması lojistik zorluklar barındıran, zahmetli ve maliyetli bir süreçtir.
Yıkıntı atıklarının geri dönüşümünde ihtiyaç duyulan tesis altyapısı hesaplandı
İller bazında yapılan değerlendirmede, önümüzdeki 10 yıllık süre zarfında mevcut yapı stoğunda 2000 yılı öncesi inşa edilmiş yapılardan yüzde 66’sının kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacağı ve güncel durumdaki deprem enkaz atıklarının da 10 yıllık bir sürede eritilebileceği varsayımıyla, Türkiye’de yıkıntı atıklarının geri dönüşümünde ihtiyaç duyulan tesis altyapısı hesaplanmıştır. Bu çalışmaya göre İstanbul, İzmir, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde ivedi olmak üzere ve Marmara Bölgesi’nde Bursa, Kocaeli’nde yıkıntı atığı geri dönüşüm tesisi kurulması önerilmektedir. Ayrıca, atık yükü doğrudan gerektirmemekle birlikte, olası bir afet sonrasında atıkların öğütülmesi ve ayrıştırılıp geri kazanılabilmesi için mobil geri dönüşüm ünitelerinin alınması da Ankara, Konya, Adana, Antalya, Aydın, Gaziantep, Muğla, Kayseri, Sakarya, Afyonkarahisar illeri için önerilmektedir.
Modern inşaat yöntemleri atık üretimini azaltır
İnşaatın planlama ve tasarım aşamasında, inşaat aktörleri, daha modern bir inşaat yönteminin atık üretimini azaltacağı konusunda fikir birliğinde olmalıdır. Bu aşamada uygun malzeme seçimi, atık üretimini azaltmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, yapının bileşenlerinin standartlaştırılmasını teşvik edecek modüler bir tasarımın uygulanması da önemlidir. Tedarik aşamasında, yıkıntı atıklarının uygun bir şekilde yönetilmesine dair paydaşlar arasında farkındalık yaratılması aynı zamanda yıkıntı atıklarının yönetimi ile ilgili yeterli eğitimi sağlamada da önemlidir. Yıkım aşamasında, atık üretimini kontrol etmek açısından şantiye yönetimi ve işçilerin eğitimi oldukça kritiktir. Mevzuat temelinin güçlü olmasına karşın, mevzuatın pek çok farklı aktörü sahada birbiri ile baş başa bırakması, sistemin önünde zorlaştırıcı bir unsur olmuştur.
Seçici yıkım kılavuzu hazırlanmalı
Bu yapıyı kolaylaştırmak için öncelikle devlet politikası bazında yıkıntı atıklarının geri dönüşümü hedefinin bulunması gerekmektedir. Ulusal Yıkıntı Atıkları Eylem Planı oluşturulması, Hafriyat Toprağı, Insaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde hafriyat ve yıkıntı atıkları için belirtilen prosedürlerin ayrıştırılması, bakanlık tarafından bir seçici yıkım kılavuzu hazırlanması, yıkım müteahhitlerine eğitim ve sertifika programları düzenlenmesi önerilerin politika destekletici araçlardır.
Geri dönüşüm oranlarının artırılması için...
Kamuda geri dönüştürülmüş ürün satın alımları, Türkiye’de geri dönüştürülmüş agrega pazarının oluşturulması için teşvikler verilmesi, yıkıntı atıklarının bertaraf maliyetlerinin caydırıcılığının artırılması, yıkıntı atıklarının moloz ve dolgu malzemesi olarak kullanılmasının zorlaştırılması da geri dönüşüm oranlarının artırılması için önemli adımlardır.
Sistemin ölçüm ve izlenebilirliği artırılmalı
Son olarak dijital teknolojilerin de yardımıyla sistemin ölçümü ve izlenebilirliğinin artırılması gerekmektedir. Mevcut durumda bir yıkıntı atıkları veri envanterinin bulunmaması, resmi istatistiğin bulunmayışı yatırım planları için risk olusturmaktadır. Ulusal yıkıntı atığı izleme sisteminin merkezi yönetim ve belediyeler işbirliği ile hayata geçirilip, yıkıntı atığı miktarlarının kantar fişleri ile tartılarak sisteme girilmesi, yıkım müteahhitlerinin sistem girişlerinden yükümlü tutulması ve yıkım işlerinin bağımsız denetçilerce denetlenerek kayıt altına alınması önerilmektedir.
7 Ağustos 2024
Türkiye'nin en ESKİ, en BİLİNEN ve EN ÇOK ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.